– İş Akdinin Feshi (Devamsızlık)
– Devamsızlığın Tesbitine İlişkin Temel İlkeler
– Devamsızlık Tutanağı (İş Akdinin Feshinden Sonra)
– Yıllık İznin Kullanılma Tarihinin Takdiri
– Devamsızlığın Haklı Bir Nedene Dayanması
– Devamsızlıkla İlgili Süreler
– İşçinin Görevini Yapmaması (Devamsızlık Değildir)
– Genel Tatil Günlerinde Çalışma (Devamsızlık)
Somut olayda, davacı işçinin 24.5.2006 tarihinde P.T.T. yolu ile çektiği ihtarda iş sözleşmesinin 20.5.2006 günü feshedildiğini belirttiği görülmüş.
Davalı işverenin bu tarihten sonra tuttuğu devamsızlık tutanaklarına itibar etmek mümkün değildir.
Öte yandan davalı tanıkları da davacının işveren tarafından çıkarıldığını belirttikleri halde mahkemece davacının devamsızlık yaparak işyerinden ayrıldığı gerekçesi ile kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
DAVA ve KARAR:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Tekbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARI:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş Sözleşmesinin, işçinin işyerine devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 II- (g) bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olmaz. İşçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur (Yargıtay 9.H.D. 1.7.2008 gün 2007/21656 E. – 2008/18647 K.)
İşçinin işe devamsızlığı her durumda işverene haklı fesih imkanı vermemektedir.
Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir.
Devamsızlık süresi, ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç işgünü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı yoktur. Belirtilen işgünlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmaz.
Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İşyerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda 4857 sayılı İş Kanununun 25/II- h bendi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlar söz konusu ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir.
İşgünü, işçi bakımından çalışılması gereken gün olarak anlaşılmalıdır. Toplu İş Sözleşmesinde ya da İş Sözleşmesinde genel tatil günlerinde çalışılacağına dair bir kural mevcutsa, bu taktirde söz konusu günlerde çalışılmaması da işverene haklı fesih imkanı tanır.
Somut olayda, davacı işçinin 24.5.2006 tarihinde P.T.T. yolu ile çektiği ihtarda İş Sözleşmesinin 20.5.2006 günü feshedildiğini belirttiği görülmüştür. Davalı işverenin bu tarihten sonra tuttuğu devamsızlık tutanaklarına itibar etmek mümkün değildir. Öte yandan davalı tanıkları da davacının işveren tarafından çıkarıldığını belirttikleri halde mahkemece davacının devamsızlık yaparak işyerinden ayrıldığı gerekçesi ile kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.