Ana Sayfa Yargı Kararları Y8HD 1.6.2010 E.2010/1695 K.2010/2923

Y8HD 1.6.2010 E.2010/1695 K.2010/2923

494
1

– Ölüm Sebebiyle Sona Eren Mal Rejimlerinde Sağ Eşin Hakları
– Edinilmiş Mallara Katılma (Zamanaşımı – Mülkiyet Talebi)
– Katılma Payı Alacağı (Ölüm Sebebiyle Sona Eren Mal Rejiminde Zamanaşımı – Mülkiyet Talebi)
– Mal Rejiminin Ölüm Sebebiyle Sona Ermesi (Katılma Alacağı Davasında Zamanaşımı – Mülkiyet Talebi)
– Zamanaşımı (Ölüm Sebebiyle Sona Eren Mal Rejiminde)
– Aile Konutu (Sağ Kalan Eşin Mülkiyet Hakkı Talebi)
– Eşin Miras Hakkı Karşılığında Mülkiyet Hakkı Talebi (Mal Rejimleri Mukayesesi)
– Miras Hakkı Karşılığında Eşin Mülkiyet Hakkı Talebi (Mal Rejimleri Mukayesesi)

TMK.5,6,178,218,222/son222/1,225/1,231,236/1,240/1-3, 255,279,652 BK.125

Dava, (ölüm sebebiyle sona eren evlilik nedeniyle) TMK.`nın 218, 231 ve 236/1. maddeleri gereğince edinilmiş mallara katılma rejimi nedeniyle doğan edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında aynı Kanun`un 240/3. fıkrası gereğince murise ait 27527 ada 2 nolu parselde bulunan 39 nolu bağımsız bölüme ilişkin 1/2 pay için mülkiyet hakkının tanınması ve bakiye edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili isteğine ilişkindir.
1. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
2. Ölüm sebebiyle sona eren evliliklerde, edinilmiş mallara katılma alacağına yönelik davalara, Borçlar Kanunun 125 inci maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır.
3. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
Maddenin metninden de anlaşıldığı gibi haklı sebeplerin varlığının olup olmadığı mahkemece araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir. Mal rejimi ölümle son bulduğundan sağ kalan eşe bu yönde yükletilebilecek bir kusur da söz konusu olamaz.
4. TMK.`nun 652. maddesine göre, sağ kalan eşin aile konutu üzerinde, her halûkârda, miras hakkı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını talep etme hakkı vardır.

DAVA ve KARAR:

Emine ile Ufuk aralarındaki katılma alacağı davasının reddine, ayni hak tanınmasına ilişkin istek bakımından ise mahkemenin görevsizliğine dair (Ankara İkinci Aile Mahkemesi)`nden verilen 23.12.2009 gün ve 1396/1602 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay`ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı Emine vekili, vekil edeninin eşi Ö. Haluk`un 29.9.2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı eşi ile annesi Cavidan ve kardeşi Ufuk`u mirasçı bıraktığını, muris Ö. Haluk`un ölümünden sonra annesi Cavidan`ın da öldüğünü, muris Ö. Haluk adına kayıtlı bulunan 27527 ada 2 parselde 52/2974 arsa paylı 39 nolu bağımsız bölüm ile 06 … 3815 plakalı 2006 model Volksvvagen Polo marka araç (değeri 18.000.- TL.) ve F… Bank M… Şubesi 15234559 nolu hesaptaki 35.254 Amerikan Doları üzerinde vekil edeninin 1/2`şer oranında edinilmiş mallara katılma alacağı hakkının bulunduğunu, hepsinin toplam değerinin 130.000.- TL. olduğunu, 1/2`ye isabet eden miktar 65.000.- TL. olup, bu edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında (60.000.- TL.) TMK.`nın 240. maddesi gereğince 27527 ada 2 nolu parselde bulunan 39 nolu bağımsız bölümün murise ait 1/2 payının mülkiyet hakkının vekil edenine tanınmasını, 65.000.- TL. edinilmiş mallara katılma alacağından 1/2 mülkiyete ilişkin payın bedeli düşürüldükten sonra kalan bakiye 5.000.- TL. edinilmiş mallara katılma alacağının 29.9.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ufuk vekili, 3.11.2009 günlü cevap dilekçesinde; murisin ölüm tarihinin 29.9.2008 olduğunu, davanın 14.10.2009 tarihinde açıldığını, talepler için bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, özgüleme taleplerini incelemekle görevli mahkemenin Sulh Mahkemeleri olduğunu, TMK.`nun 240/1. fıkrasında mülkiyet hakkından söz edilmediğini, ancak, sağ kalan eş; şartları varsa intifa ya da oturma hakkının tanınmasını isteyebileceğini, mülkiyet hakkının devrinin yasaya aykırı olduğunu, takas ve mahsubun söz konusu olamayacağını belirterek davanın zamanaşımı ve görevsizlik nedenleriyle, aksi takdirde yasal dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece: Katılma payı alacağına ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine; 27527 ada 2 nolu parselde kayıtlı 39 nolu bağımsız konutun murise ait 1/2 payı üzerinde mülkiyet hakkı tanınması ve özgülenmesine dair istek bakımından mahkemenin görevsizliğine; davanın ayrılarak görevli Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi`ne gönderilmesine; karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.`nın 218, 231 ve 236/1. maddeleri gereğince edinilmiş mallara katılma rejimi nedeniyle doğan edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında aynı Kanun`un 240/3. fıkrası gereğince murise ait 27527 ada 2 nolu parselde bulunan 39 nolu bağımsız bölüme ilişkin 1/2 pay için mülkiyet hakkının tanınması ve bakiye edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece; TMK.`nın 178. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma alacağının bir yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle reddine,
39 nolu bağımsız bölümde murise ait 1/2 pay üzerinde mülkiyet hakkının tanınması ve davacıya özgülenmesi isteği, TMK.`nın 652. maddesi kapsamında kalan aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesine yönelik olup, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de;

Mahkemenin bu gerekçelerine katılma olanağı bulunmamaktadır.
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir (TMK. m. 222/son). Herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK. m. 6, 222/1).
Dosya arasında bulunan nüfus aile kayıt tablosuna göre, taraflar 12.11.1988 tarihinde evlenmişler ve muris Ö. Haluk`un 29.9.2008 tarihinde ölümü ile TMK.`nın 225/1. maddesi gereğince eşler arasındaki mal rejimi sona ermiştir.
27527 ada 2 nolu parselde bulunan 39 nolu bağımsız bölüm, 4.4.2005 tarihli dilekçede sözü edilen Polo marka araç ise 14.4.2005 tarihinde edinilmiştir. Bankada bulunan paranın da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında 39 nolu bağımsız bölümde murise ait 1/2 pay üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasını ve kalan edinilmiş mallara katılma alacağının tahsilini istemiştir.
TMK.`nın 178. maddesinde “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” denilmektedir.
Görüldüğü gibi, madde metninde ölüm sebebiyle mal rejiminin sona ermesinden söz edilmemektedir. TMK.`nun 225/1. fıkrasında; “mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona ereceğini” öngörmüştür. TMK.`nın 178. maddesinde ölümden söz edilmediğine göre, TMK.`nun 5. maddesi yoluyla somut olayda BK.’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Yani mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesinde 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi bu nedenle yerinde bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde, açıkça edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında 39 nolu bağımsız bölümde murise ait 1/2 pay bakımından mülkiyet hakkının tanınmasını istediği halde mahkemece, TMK.`nın 652. maddesi gözetilerek görevsizlik kararı vermesi doğru değildir.
TMK.`nın aile konutu ve ev eşyası başlığını taşıyan 240/1. fıkrasında, “sağ kalan eş eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde “… kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir…” aynı maddenin 3. fıkrasında ise, “…haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” denilmektedir.
Maddenin metninden de anlaşıldığı gibi haklı sebeplerin varlığının olup olmadığı mahkemece araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir. Mal rejimi ölümle son bulduğundan sağ kalan eşe bu yönde yükletilebilecek bir kusur da söz konusu olamaz.
Uygulama açısından TMK.`nun 240 ile aynı Kanun`un 652. maddesi arasında ortak bir yön bulunduğu ve ortak bir konuyu düzenledikleri görülmekle birlikte, aralarında bazı farklar da bulunmaktadır.
TMK.`nın 240. maddesine göre: Mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinde, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. Yani edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını öngörmektedir.
TMK.`nın 652. maddesinde ise: Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşin, tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir.

TMK.`nın 240. maddesi gereğince sağ kalan eşin, konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için bazı koşulların varlığı aranmaktadır. Örneğin, eşler arasında katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin olması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğması ve sağ kalan eşin ayni hak talep etmesi gibi koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.

TMK.`nın 652. maddesi gereğince, sağ kalan eşin konut ve konut eşyası üzerinde ayni hak istemesinin koşulları ise, şu şekilde açıklanabilir, ölüm olması, sağ kalan eşin varlığı ve mirasçı olması, tereke malları arasında eşlerin birlikte yaşadıkları konut veya konut eşyasının bulunması ve sağ kalan eşin konut veya konut eşyasında ayni hak talep etmesi gibi koşullar öngörülmektedir.
Görüldüğü gibi, TMK.`nın 240 ve 652. maddeleri görünürde ortak yönleri bulunduğu halde uygulama alanları ve aranan koşullar açıklandığı gibi farklıdır.

Katılma alacağı yok ise, mülkiyet hakkının tanınması TMK.`nın 240. maddesi gereğince istenemez.

TMK.`nun 652. maddesine dayanan ölüm halinde ise, mal rejimi türü ne olursa olsun, konut ve konut eşyası üzerinde sağ kalan eşin ayni hakkı tanınmıştır. TMK.`nun 240. maddesinde yer alan benzer hüküm TMK.`nun 255 (paylaşmalı mal ayrılığı rejimi) ve 279. (mal ortaklığı rejimi) maddelerinde öngörülen mal rejimlerinde de yer almıştır.

Diğer bir deyişle, sağ kalan eşin TMK.`nun 240. maddesi gereğince mülkiyet hakkını talep edebilmesi için bu rejimin tasfiyesi sonucunda ölen eşten alacaklı olması koşuluna bağlıdır. Aksi halde bu hakkı talep etmeyecektir. TMK.`nun 652. maddesinde, az önce değinildiği gibi böyle bir koşul söz konusu değildir. Miras hakkı karşılığında mülkiyet hakkının tanınması istenilmektedir.

Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında TMK.`nın 240. maddesi çerçevesinde iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak edinilmiş mallara katılma alacağının olup olmadığının belirlenmesi, bunun sonucu olarak mülkiyet hakkının tanınıp tanınmaması konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı ve görevsizlik nedeniyle istekler yönünden davanın reddine karar verilmesi açıklanan nedenlerle usul ve kanuna aykırıdır. Öte yandan dava, doğru görevli ve yetkili mahkemede açılmıştır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan, kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.8.H.D. 1.6.2010 E.2010/1695 K.2010/2923

Önceki İçerikY16HD 8.3.2010 E.2009/9310 – K.2010/1776
Sonraki İçerikY15HD 25.1.2010 E.2009/4989 – K.2010/218

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.