6570 Sa.Ka.7/d – TMK.705,1022 – BK.225/2,231,252
Davacılara yapılan isteğe bağlı ihale sonucu mülkiyet tescille geçeceğinden ve davacılar ancak tescil tarihinden sonra yeni malik olarak sözleşmenin halefi haline gelebileceklerinden mahkemece bu tarihten önceki alacaklar yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
DAVA ve KARAR:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali-tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın 20.370.- TL. alacak ve 961.- TL. işlemiş faizi üzerinden iptaline, takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, konusu kalmayan tahliye isteminin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının kiracısı olduğu kiralananın davacılar tarafından özel idarenin yaptığı ihale sonucu 11.7.2007 tarihinde satın alındığını, ihalenin 25.7.2007 tarihinde kesinleştiğini, özel idarenin de davalıya yazdığı yazı ile taşınmazın davacılara satıldığını bildirerek ihalenin kesinleşme tarihinden itibaren kira paralarının kendisine ödenmesini bildirdiğini, ancak davalının kira bedellerini davacılara ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, takibe davalının haksız şekilde itiraz ettiğini, Medeni Kanun`un 705. maddesi gereğince müvekkillerinin mülkiyeti ihalenin kesinleşmesi ile tescilden önce kazandıklarını, kaldı ki tescil işleminin eski malik özel idareye karşı açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararı nedeniyle geciktiğini, davalının yeni malik sıfatı ile kiralayan sıfatını kazanan davacılara kira ödemesi yapmasının gerektiğini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %40`dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.
Davalı vekili, özel idare tarafından yapılan ihaleye karşı ihaleye giren diğer iştirakçilerin ihale süreci yönünden itirazda bulunduklarını, idare mahkemesinin de yürütmeyi durdurma kararı verdiğini, bu nedenle tescil işleminin geciktiğini, mülkiyetin kazanılmasının ancak tescil ile gerçekleşeceğini, bu nedenle müvekkilinin icra takibine konu kira paralarını düzenli şekilde özel idareye ödediğini, yeni malik davacıların mülkiyeti 23.7.2008 tarihinde üzerlerine geçirdiklerini, bundan sonra da 6570 Sayılı Yasanın 7/d maddesi gereğince hareket etmeleri gerektiğini, yapılan icra takibinin haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Borçlar Kanunu`nun 225/2. maddesi ” Herkesin iştirak edebildiği ihtiyari ve aleni müzayedelerde satım, satıcının ihalesi ile münakit olur.” hükmünü içermektedir.
Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere aleni ve herkesin katılabildiği ihtiyari artırmada satış sözleşmesi ihale memurunun veya devir edenin ihaleyi açıklaması ile kurulmuş olur. Fakat taşınmazın mülkiyeti Borçlar Kanunu`nun 231. maddesi hükmü gereği ancak tapu siciline kaydedilmekle geçer.
Türk Medeni Kanunu`nun 705. maddesi hükmü uyarınca da, kural olarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Diğer yandan aynı yasanın 1022. maddesi gereğince, ayni haklar kütüğe tescil ile doğar ve bundan sonra üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir.
Olayımıza gelince; icra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.6.1999 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmaz, kiralayan Aydın İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından 25.7.2007 tarihinde kesinleşen isteğe bağlı arttırma ile davacılara yöntemine uygun olarak satılmış ve bedeli tahsil edilmiştir. Önceki malik kiralayan il özel idaresi durumu 30.7.2007 ve 16.8.2007 tarihli yazıları ile davalıya bildirerek 1.6.2007 – 1.6.2008 yılı kirasının 18.035.36.- TL. olup satış tarihine kadar olan kısmın kendilerine ödenmesini talep etmiştir.
Davacılar da Didim İcra Müdürlüğü`nün 2008/1677 sayılı dosyası ile 1.1.2007 – 30.6.2008 arası kira parasının tahsili için davalı hakkında tahliye istemli icra takibi yapmışlardır.
Ne var ki, taşınmaz davacılar adına 23.7.2008 tarihinde tescil edilmiştir, icra takibi tescil tarihinden önceki kira paralarına yönelik olup bu dönem kirası da davalı tarafından sunulan makbuzlara göre kiralayan, özel idareye ödenmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davacılara yapılan isteğe bağlı ihale sonucu mülkiyet tescille geçeceğinden ve davacılar ancak tescil tarihinden sonra yeni malik olarak sözleşmenin halefi haline gelebileceklerinden mahkemece bu tarihten önceki alacaklar yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile BOZULMASINA, oyçokluğu ile karar verildi.
Y.6.H.D. 2.2.2010 E.2010/110 – K.2010/839
KARŞI OY YAZISI:
Dava, kira parasının ödenmemesi nedeniyle icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Kiraya verilen taşınmazlar il encümeninin aldığı karar sonucu 2886 sayılı Devlet İhale Yasası uyarınca yapılan ihale ile 11.7.2007 tarihinde davacılara ihale edilmiştir. Bu hali ile ihale, isteğe bağlı açık artırma niteliğindedir. Kira sözleşmesinden kaynaklanan bu davada uyuşmazlık alım satım akdinin ne zaman tamamlandığı, bu bağlamda davacıların hangi tarihten itibaren kira parasını istemeye hak kazandıkları noktasında toplanmaktadır. Bilindiği gibi isteğe bağlı artırmalar, isteğe bağlı açık artırma ve isteğe bağlı özel artırma olanak üzere ikiyi ayrılmaktadır. Olayımızda ihale isteğe bağlı açık artırma niteliğinde olduğundan satış, resmi memur huzurunda yapılan satış akdi yerine geçer ve Borçlar Kanunu 252/2. maddesi uyarınca bu ihale ile satış akdi tamamlanmış olur. Bundan sonra mülkiyetin geçmesi için gerekli tescil işlemi satım akdinin tamamlanmasının bir unsuru değildir. İsteğe bağlı özel artırmalarda ise satış ihale tarihinde değil tapuya tecil tarihinde yapılmış sayılmaktadır. Bu nedenle ihale isteğe bağlı açık artırma usulü ile gerçekleştiğinden davacılar ihale tarihinden itibaren kira paraların istemeye hak kazanmışlardır. Nitekim ihaleyi gerçekleştiren Aydın İl Özel İdaresi 30.7.2007 tarihli ihbarı ile taşınmazın davacılara satıldığını bildirmiş, 9.8.2007 tarihli yazı ile de davalıdan ihalenin sözleşmeye bağlandığı 25.7.2007 tarihine kadar ki kara parasının kendilerine ödenmesini istemiştir. Davacılardan kaynaklanmayan sebeplerle tapuya tescilin ihale tarihinden bir yıl sonra 23.7.2008 tarihinde yapılması kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağını istemelerine engel teşkil etmemelidir. Belirttiğim bu nedenlerle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyor, mahkeme kararının onanması gerektiğini düşünmüyorum.