6570 Sa.Ka.12– TTK.146,151,451
Fuzuli işgal sebebiyle açılan tahliye davasında:
Kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda:
Davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan Türk Ticaret Kanunu`nun 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir.
Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyac bulunmamaktadır.
Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
DAVA ve KARAR:
Davacı tarafından fuzuli işgal hukuki sebebine dayanılarak davalı hakkında açılan dava ile davalının kiralanandan tahliyesinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 15.2.2010 gün ve 427-1492 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş idi.
Bu kararın incelenerek düzeltilmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananın …….. Tic. A.Ş.`ye kiralandığını, sözleşmenin 3. maddesi ile kiracının devir ve ortak alma hakkının kısıtlandığını, davacıya tebliğ edilen 2.1.2008 tarihli ihtarname ile kiracı şirketin davalı şirket ile birleştiğinin, davalının kira sözleşmesini aynı şartlarla sürdüreceğinin bildirildiğini, bu şekilde davalının müvekkilesinin izni ve onayı olmaksızın kiralananı işgal etmeye başladığını, Türk Ticaret Kanunu`nun 451 ve 452. maddeleri gereği birleşme ile bir şirketin başka bir şirket tarafından devralınması halinde eski şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden kiracı şirket ile aralarındaki kiracılık ilişkisinin sona erdiğini, davalının taşınmazı fuzuli şagil olarak kullandığını belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, taşınmazda kiracı olan ………… A.Ş.`nin Türk Ticaret Kanunu`nun 146 ila 451. maddeleri gereği davalı şirket ile birleştiğini, bu birleşmenin 28.12.2007 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini ve konunun 2.1.2008 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, bir şirketin diğer bir şirketi devralması yoluyla birleşmesinin bir ortaklığın ortaklarının başka bir ortaklığa alınması karşılığında mal varlığı veya işletmesini aktif ve pasifleriyle bir bütün olarak o ortaklığa devredilerek tasfiyesiz dağılması olduğunu, bu tür tasfiyesiz birleşmelerde bir şirket sona ererken diğer şirketin varlığını sürdürdüğünü ve bu süreçte devralınan şirketin varlıklarının ve borçlarının devralan şirkete geçtiğini, yani birleşmede külli halefiyet ilkesinin benimsendiğini, külli halefiyetin birleşmenin tescil ve ilan edildiği anda sonuç doğurduğunu, tasfiyeden farklı olarak tüzel kişiliği sona eren şirketin faaliyetini devralan şirket bünyesinde sürdürdüğünü, halefiyet esasınca bünyesinde birleşilen şirketin kiracının yerini aldığını, fuzuli işgal durumunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece Türk Ticaret Kanunu`nun 146 ila 151. maddelerine göre iki şirketin birleşmesi halinde halefiyet ilkesinin geçerli olup dolayısıyla davalının kiracılık sıfatı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerler için Yasa`nın 12. maddesi gereğince kiracı veya fuzuli şagil hakkında akde aykırılıktan dava açılabilir.
Kiracı veya fuzuli şagil hakkında aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi birlikte davalı gösterilmek suretiyle de kiralanandan tahliyeleri istenebilir.
Kiracının tahliyesi için daha önce kendisine süreli bir ihtarın tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Kiralayan tarafından kiracıya tebliğ ettirilecek ihtarnamede verilecek süre uygun bir süre olmalıdır. Fuzuli şagil hakkında açılacak davada kendisine önceden ihtar gönderilmesi koşulu aranmaz.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 21.10.2004 başlangıç tarihli ve altı yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözleşme ile kiralanan dava dışı ……………A.Ş.`ye kiralanmış, sözleşmenin özel 3. maddesinde kiracının kiralananı her ne sebeple olursa olsun bir başkasına devredemeyeceği ve ortak alamayacağı, kiralananı bir başkasına kiraya veremeyeceği, alt kiracı alamayacağı, kiralananın bir başkasına devrinin, ortak alınmasının ve alt kiracı alınmasının kiralayanın yazılı iznine bağlı olduğu kararlaştırılmıştır.
Kiracılık süreci içinde 28.12.2007 tarihinde kiracı şirket, davalı şirket ile birleşmiş ve aynı tarihte birleşmenin tescil edildiği ilan edilmiştir. Bu husus 8.1.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi`nde yayınlanmıştır. Buna göre kiracı şirket birleşen, davalı ise birleşilen şirket durumundadır. Daha sonra davalı, davacıya 2.1.2008 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile birleşme durumunu ve mevcut kira sözleşmesinin davalının kiracılığında devam ettiğini bildirmiştir. Davacı ise 11.1.2008 tarihli cevabi ihtarnamesinde davalı şirketin taşınmazı kiracı sıfatı ile kullanmasına onayının bulunmadığını belirtmiştir.
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin kiracı şirket ile Türk Ticaret Kanunu`nun 146-151 ve 451. maddelerine göre iltihak suretiyle birleşmesi halinde sözleşmeye konulan devir yasağı gereğince birleşilen şirket durumundaki davalının fuzuli şagil olup olmadığı noktasındadır.
Türk Ticaret Kanunu`nun 146/1. maddesinde şirketlerin birleşmesi, “birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiri ile birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir” şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun`un 151. maddesinde ise devreden veya yeni kuruluşa iştirak eden şirketlere ait bütün hak ve borçların devralan veya yeni kurulan ortaklığa iltihak edeceği hükmü öngörülmüştür.
Türk Ticaret Kanunu`nun 451. maddesinde de bir anonim şirketin diğer bir anonim şirket tarafından bütün aktif ve pasifleriyle devralınmak suretiyle infisah etmesi durumunda benzer hükümler yer almaktadır.
Dava konusu edilen olayda kiracı şirket, davalı şirket ile Türk Ticaret Kanunu`nun 146. maddesi gereğince davalı şirkete iltihak etmek suretiyle birleşmiştir. Birleşme işlemi ticaret sicilinde tescil edilmek suretiyle itirazsız kesinleşmiş, aynı Kanun`un 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince davalı şirket kiracı şirketin yerine geçerek kiracı şirketin tüm hak ve borçlarına halef olmuştur.
Aynı konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun 20.3.1963 gün ve 6/63 esas 31 karar sayılı kararında ticaret şirketlerinin birleşerek yeni bir şirket meydana getirmeleri halinde yeni şirketin eskisinin devamı, ” külli halefi ” olduğu gerekçesi ile kira sözleşmesine aykırılık sebebine dayanan davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Tüm bu nedenlerle kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan Türk Ticaret Kanunu`nun 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 15.2.2010 gün ve 427-1492 sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel mahkemenin 18.12.2008 gün ve 2008/720 esas, 2008/2143 karar sayılı kararının ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.