Somut olayda davacı banka yargılama sonunda haklı çıkmış ve bakiye karar ve ilam harcının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve gerekse Anayasa Mahkemesi Kararlarında belirtildiği üzere:
Yasal olarak sorumlu olmadığı bakiye karar ve ilam harcını yatırmadığı gerekçesiyle, haklı çıkan davacıya kararın tebliğ edilmemesi; hak arama özgürlüğünü engelleyici ve mahkemeye erişim hakkını kısıtlayıcı nitelikte bulunduğundan mahkemenin 22.5.2009 tarihli kararının bozulması gerekmiştir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiş ise de, 22.5.2009 tarihli ek kararda onaylı karar örneği isteminin reddine ilişkin kararı da temyiz etmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, asıl borçlu olan davalı Ak-Pe Ltd.Şti. yönünden 361.850,4 l.-USD`ye yönelik, diğer davalı kefiller yönünden ise 2.224.800.-USD`ye yönelik itirazlarının iptaline ve %40 onanında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Davacı vekili,
22.5.2009 havale tarihli dilekçesiyle kararın kendilerine tebliğini istemiş, mahkeme ise 22.5.2009 tarihli kararıyla davacının isteminin 492 sayılı Harçlar Kanunu`nun 128. maddesindeki düzenleme karşısında olanaklı görülmemesi nedeniyle reddine karar verilmiş, iş bu red kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, dava sonunda kendisinden karar ve ilam harcı alınmasına karar verilen davalı tarafın ödemekle yükümlü olduğu karar ve ilam harcı alınmadan haklı çıkan davacıya kararın tebliğe verilip verilmeyeceğinden kaynaklanmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 25321/02 numaralı 26.6.2007 tarihli Ülger/Türkiye kararında, başvuranın kararın bir kopyasını alamadan mahkeme harcını ödemekle yükümlü tutulmasının, üzerinde aşırı bir yük oluşturduğu ve mahkemeye erişim hakkını, bu hakkın özünü zedeleyecek derecede kısıtladığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1 .maddesinin ihlal edildiği kabul edilmiştir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 14.1.2010 tarih, 2009/27 esas ve 2010/9 karar sayılı kararıyla dava açarken peşin harcı ödeyen ancak nispi harca tabi davalarda işin niteliği gereği dava sonuna bırakılan bakiye harçtan yasal olarak sorumlu olmadığı mahkeme kararıyla belirlenen davacıya, sorumlusu olmadığı bir harcın tahsili koşuluyla ilamın verilmesi, bireysel hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşıdığı gerekçeleriyle Harçlar Kanunu`nun 28. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa`ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Somut olayda davacı banka yargılama sonunda haklı çıkmış ve bakiye karar ve ilam harcının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Gerek yukarıda anılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve gerekse Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere yasal olarak sorumlu olmadığı bakiye karar ve ilam harcını yatırmadığı gerekçesiyle haklı çıkan davacıya kararın tebliğ edilmemesi, hak arama özgürlüğünü engelleyici ve mahkemeye erişim hakkını kısıtlayıcı nitelikte bulunduğundan mahkemenin 22.5.2009 tarihli kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.