– Karşı Tarafa Yükletilen Vekalet Ücreti
– Taleple Bağlılık (Vekâlet Ücreti) –
1136 Sa.Ka.164/4, Geçici 21 – HUMK.74 – 5043 Sa.Ka.7,
1. 5043 sayılı Yasanın 7. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin olarak hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu kanunun değişik hükümleri uygulanır” hükmünü içeren geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesince 8.2.2008 tarihinde iptal edildiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.
2. Davacı, Avukatlık Kanunun 164/4. maddesi gereğince vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmış olup, anılan Kanunun 164/son maddesinde düzenlenen ve karşı tarafa tahmili gereken vekalet ücreti ile ilgili talep bulunmadığı halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda karşı tarafa tahmil edilen vekalet ücretinin de hesaplanmış olması ve mahkemece hesaplanan bu miktarın da davalılardan tahsiline karar verilmiş olması, “taleple bağlılık” kuralına aykırıdır.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı, davalıların murislerinin, daha sonra da davalıların vekili olarak takip etmiş olduğu mülkiyetin tespiti davasının kesinleşmesinden sonra 8.11.2001 tarihinde Arguvan Asliye Hukuk Mahkemesinde kamulaştırmasız el atma davası açtığını, yargılama sonunda diğer müşterekleri gibi karar verildiğini, davalıların DSI Genel Müdürlüğünden toplam 400,00.- YTL. tazminat miktarını da tahsil ettiklerini, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesi gereğince davalıların tahsil ettikleri miktarın %10’u ile %20’si arasındaki bir miktarın vekalet ücreti olarak ödenmesi gerekirken, ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 80.000,00.- YTL. vekalet ücreti alacağının, kamulaştırmasız el atma davasının açıldığı 8.11.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, bu durumda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin geçerli olduğunu, nitekim kamulaştırmasız el atma davasına ilişkin kararda da tarifeye göre hükmedilen 31.916.509.036.- TL. vekalet ücreti nedeniyle 30.000,00.- YTL. ücret miktarını da davacı adına bankaya yatırdıklarını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, 28.475,46.- YTL. vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalıların vekili sıfatıyla 8.11.2001 tarihinde Arguvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açarak takip edip sonuçlandırdığı kamulaştırmasız el atma davası nedeniyle Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davacıya ödenmesi gereken vekalet ücretinin tespit edilebilmesi için öncelikle, uyuşmazlığa uygulanacak Avukatlık Kanunu hükümlerinin belirlenmesi zorunludur. Bilindiği üzere, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 2.5.2001 tarihinde 4467 sayılı Yasa, 13.1.2004 tarihinde de 5043 sayılı Yasa ile değişikliğe uğramıştır. 13.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5043 sayılı Yasanın 7. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin olarak hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu kanunun değişik hükümleri uygulanır” hükmünü içeren geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesince 8.2.2008 tarihinde iptal edildiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Dava konusu olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre, az yukarda açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde, sözleşme ilişkisinin kurulduğu, avukatlık hizmetinin verildiği dava tarihi olan 8.11.2001 tarihi itibariyle yürürlükte olan 1136 sayılı Yasanın, 2.5.2001 tarihinde 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki 164. maddesinin 4. fıkrasında “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde on beşi arasındaki bir miktar, avukatlık ücreti olarak belirlenir.” Hükmü bulunmakta olup, davacının vekil olarak görevini ifa ettiği dava nedeniyle, anılan hüküm doğrultusunda dava değerinin yüzde beşi ile onbeşi arasında takdir edilecek vekalet ücretinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, Avukatlık Kanununun 5043 sayılı yasa ile değişik 164/4. maddesinde öngörülen dava değerinin %10’u ile %20’si arasındaki oranlar esas alınarak, davalıların hissesine isabet eden dava değerinin takdiren %15’i oranındaki ücretin tespit ve tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3- Davacı, Avukatlık Kanunun 164/4. maddesi gereğince vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmış olup, 22.11.2007 havale tarihli replik dilekçesi ile de, dava konusunun Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde öngörülen vekalet ücreti olduğunu açıkça belirtmiştir. Davada, anılan Kanunun 164/son maddesinde düzenlenen ve karşı tarafa tahmili gereken vekalet ücreti ile ilgili talep bulunmadığı halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda karşı tarafa tahmil edilen vekalet ücretinin de hesaplanmış olması ve mahkemece hesaplanan bu miktarın da davalılardan tahsiline karar verilmiş olması, HUMK.’nun 74. maddesi gereğince “taleple bağlılık” kuralına aykırı olup, ayrıca bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. Bent gereğince davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.