– Bonoda “Mâlen” Kaydı (İşletme Devri)
– İşletme Devri (Bonoda “Malen” Kaydı)
– Ticari Vekil (Karısının İşletmesine)
– Bononun Ticari Defterlerde Yer Almaması –
Dava, davacı ile davalı arasındaki bir mal satışına dayanmamakta olup, davalının işletmeyi devir alırken, işletmenin bono borçlarını üstlendiği iddiasına dayalı olarak açılmıştır. Anılan belge altındaki imzanın davalıya ait olduğu saptanmış, davalı, Aydan Danacı’nın işletmesini devir aldığını ikrar etmiş ve bir kısım taraf delilleri ile de bunun kanıtları dosyaya girmiş olup, Fırat Danacı’nın, karısının işletmesinin ticari vekili yada temsilcisi olarak hareket ettiğinin, anılan belgede Aydan Danacı’nın işletmesinin devrinin kastedildiğinin, davalının, davacının PTT. hesabına bir kısmı işletme devrinden sonra yaptığı ödemelerin, işletmenin bono borçlarına mahsuben yapıldığını, bunun aksini davalının kendi defterlerinde davacının mal alımına ilişkin fatura bulunmadığını ve mal alımının faturasız yapıldığını savunması karşısında kanıtlayamadığının kabulü gerekmiştir. Bono borçlarından, davalının aldığı kısmi tahsilatın düşülüp, bakiyesine hükmedilmesi olanaklıdır. Bonoların ve PTT. ödemelerinin davacı defterlerinde yer almaması, bonoların geçerliliğini etkilemez. Bonoların ödenmeyen kısmından davalı sorumludur. Davalının bono borçlarını üstlendiği kanıtlanmış olup, bunun aksini davalı kanıtlayamamıştır. Davanın mal alış verişi temeline oturtulması doğru olmamıştır.
Bu durumda, davanın bu açıklamalar çerçevesinde ele alınıp, sonuçlandırılması gerekir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasında görülen davada Mersin Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.6.2006 tarih ve 2005/133 – 2006/411 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup,incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Fırat Danacı’dan olan 15 bonoya konu alacağının tahsili için başlattığı takibin, borçlunun itirazı üzerine durduğunu, borçlunun anılan bonolarda yazılı borcu, davalı Mehmet Şener’in, Fırat’ın işletmesini devir alırken düzenlenen belge ile üstlendiğini itirazında bildirdiğini, bu nedenle borçları üstlenen davalı aleyhine bu davayı açtıklarını ileri sürerek, takip talebinde yazılı toplam 12.250.- YTL.’nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Fırat Danacı’dan işletme devralmadığını, müvekkilinin dükkanını 27.11.2002 tarihinde Aydan Danacı’ya kiraya verdiğini, müvekkilinin kira alacağına mahsuben kiracının işi ile ilgili 20.00.- YTL. tutarında cam ve çerçeve malzeme ve aletlerini aldığını, Fırat’ın bir işletmesi olmadığını, davacının dayandığı belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davacı ile Fırat’ın danışıklı olarak hareket ettiklerini, BK.’nun 179 ncu maddesine dayalı bir işletme devri koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, davalının senetler karşılığında davacıdan bir mal almadığını savunduğu, davacının ise senetlerin davalıya verilen mal karşılığı düzenlendiğini iddia ettiği, bonolarda mâlen kaydının bulunduğu, davalı kendisine mal verilmediğini iddia ettiğinden davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, alınan rapora göre, davacı ile Aydan Danacı arasında faturaya dayalı bir ilişkinin bulunduğu ve davacının bunun bedelini tahsil ettiği, davalıdan bir alacağın bulunmadığının davacı defterleri ile belirlendiği, takip konusu bonoların davacı defterlerinde yer almadığı, davacının davalıya mal sattığına ilişkin bir fatura ve irsaliye ibraz edemediği, davalıya mal teslim ettiğine ilişkin belge sunamadığı, bonolarda mâlen kaydı olması nedeniyle, davacının mal teslim ettiğini yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, ancak kanıtlayamadığı gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının alacaklısı olduğu bonoların borçlusundan işletmeyi devir alırken bonolarda yazılı borcu davalının üstlendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacının dayandığı tarihsiz belge “Kültür Mah.Silifke Cad.No:97’de faaliyet gösteren Meltem fotoğraf stüdyosu ve çerçeve imalat atölyesinin Fırat Danacı’ya ait hissesini Mehmet Şener Demiralp’e devretmiştir. Fırat Danacı’ya ait olan senetli borçları (Ali Eşkin ve Karakaya Ticaret) Mehmet Şener Demiralp devir almıştır. Taraflar kendi istekleriyle helalleşerek ayrılmışlardır.” şeklinde kaleme alınmış ve takip borçlusu dava dışı Fırat ile davalı Mehmet Şener Demiralp bu belgeyi imzalamışlardır. Bu belgede geçen Karakaya Ticaret, davacı Ali Eşkin’in şahıs firmasının adıdır. Davalının imza inkarı üzerine alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile anılan belgedeki imzanın davalı eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Davacı yan, Meltem Fotoğraf Stüdyosu ve çerçeve imalat atölyesinin sahibini Fırat Danacı olarak bildikleri için Fırat’a sattıkları stüdyo malzemeleri nedeniyle bono alarak mâlen kaydının konulduğunu, davalının, işletmenin sahibi olan Aydan Danacı’dan işletmeyi Nisan 2004’de devir aldığını ve vergi kaydının davalı adına oluştuğunu, yazar kasayı satın aldığını, işletmenin devrinden sonra davalının, davacının alacaklısı olduğu bonoların bedellerinin bir bölümü ile 1.500.000.000.- lirayı davacının posta çeki hesabına 1.4.2004 – 1.8.2004 tarihleri arasında Meltem Fotoğraf Stüdyosu ödemesi, 25.8.2004 tarihinde davalı ödemesi olarak yatırdığını, bu ödemelerin Fırat Danacı’nın karısı adına olan işletmenin bono borçları için yapıldığını, bunun aksini davalının kanıtlaması gerektiğini ileri sürmüştür. Buna karşılık davalı yan, işletmeyi devir aldığını, ancak işletmenin Fırat’a değil karısı Aydan’a ait olduğunu, posta çeki ile yapılan ödemelerin, davacıdan elden aldığı faturası olmayan malzeme alımına ilişkin olduğunu, bonolarla ilgili bulunmadığını, anılan belgeyi bu ödemeler nedeniyle benimsediğinin kabul edilemeyeceğini, davacının senetleri bankaya vermediğini, senetlerin posta çeki ile ödenemeyeceğini, senetlerin banka ile ödenip geri alınması yolunun bulunduğunu, bonolar için protesto çekilmediğini, davacının Fırat’ı tanık olarak, miktar nedeniyle dinletemeyeceğini, belgenin muvazaalı olarak düzenlendiğini, davacının ve Fırat’ın defterlerinin inceletilmesi gerektiğini, devir tarihinde davacının işletmeden alacaklı bulunmadığını, olmayan davacı alacağını davalının devirden bahisle üstlenmesinin söz konusu edilemeyeceğini, davacının Fırat’tan mal satışı nedeniyle alacaklı olduğunu da kanıtlaması gerektiğini, davacının Fırat’tan alacağı olmadığını, olmayan alacağı Fırat yerine davalının üstlenmesinden söz edilemeyeceğini, işletme devrinin alacaklılara ilan edilmediğini savunmuş, tanık deliline dayanmamış, sadece davacı ve Fırat’ın defterlerine dayanmıştır.
Bu savunma üzerine, mahkemece, sadece davacının ticari defterleri bilirkişiye inceletilmiş, alınan rapora göre, dava konusu bonoların ve PTT. ödemelerini davacının defterinde geçmediği, davacının Fırat ve davalı ile bir ticari ilişkinin defterlerde yer almadığı davacı defterlerinde davacı ile Aydan Danacı (Foto Fırat)arasında 2.678.600.- lira mal satışı dışında bir ilişkinin bulunmadığı, bu faturanın 10.4.2004 tarihinde ödendiği belirlenmiştir. Davalı yan, bu rapor ile savunmalarının kanıtlandığını savunmuştur.
Mahkemece, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin mal satışı olduğu, davalının senetler karşılığında davacıdan mal almadığını savunduğu, davacının ise senetlerinin davalıya verilen mal karşılığı düzenlendiğini iddia ettiği, bonolarda mâlen kaydının bulunduğu, davacı defterlerinde davacının davalı ile olan bir alışveriş kaydına yer verilmediği mâlen kaydının oluşturduğu karinenin aksini davalının, davacı defteri ile kanıtlamış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa dava, davacı ile davalı arasındaki bir mal satışına dayanmamakta olup,davalının işletmeyi devir alırken, işletmenin bono borçlarını üstlendiği iddiasına dayalı olarak açılmıştır. Anılan belge altındaki imzanın davalıya ait olduğu saptanmış, davalı, Aydan Danacı’nın işletmesini devir aldığını ikrar etmiş ve bir kısım taraf delilleri ile de bunun kanıtları dosyaya girmiş olup, Fırat Danacı’nın, karısının işletmesinin ticari vekili yada temsilcisi olarak hareket ettiğinin, anılan belgede Aydan Danacı’nın işletmesinin devrinin kastedildiğinin, davalının, davacının PTT. hesabına bir kısmı işletme devrinden sonra yaptığı ödemelerin, işletmenin bono borçlarına mahsuben yapıldığını, bunun aksini davalının kendi defterlerinde davacının mal alımına ilişkin fatura bulunmadığını ve mal alımının faturasız yapıldığını savunması karşısında kanıtlayamadığının kabulü gerekmiştir. Bono borçlarından, davalının aldığı kısmi tahsilatın düşülüp, bakiyesine hükmedilmesi olanaklıdır. Bonoların ve PTT. ödemelerinin davacı defterlerinde yer almaması, bonoların geçerliliğini etkilemez. Bonoların ödenmeyen kısmından davalı sorumludur. Davalının bono borçlarını üstlendiği kanıtlanmış olup, bunun aksini davalı kanıtlayamamıştır. Davanın mal alış verişi temeline oturtulması doğru olmamıştır.
Bu durumda, davanın bu açıklamalar çerçevesinde ele alınıp, sonuçlandırılması gerekirken, eksik incelemeye ve yanlış nitelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.