– Zilyetlikle İktisap (Yasal Hasımların Yargılama Giderlerinden Muafiyeti)
– Olağanüstü Zamanaşımı İle İktisap (Yasal Hasımların Yargılama Giderlerinden Muafiyeti)
– Tapu İptali Ve Tescil (Olağanüstü Zamanaşımı İle İktisap)
– Yargılama Giderleri (Olağanüstü Zamanaşımı İle İktisap Davasında Yasal Hasımlar) –
HUMK.94/2,416,417 – TMK.501,713/1-2-3
Olağanüstü zamanaşımı ile iktisap davasında, yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri ve gerekse iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları davalılar harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.7.2008 gün ve 2008/80 E. – 287 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.4.2009 gün ve 2009/41-2011 sayılı ilamı;
(…Ancak; dava TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğundan TMK.nun 713/2. maddesindeki yollama nedeniyle bu tür davaların aynı maddenin diğer fıkralarında yazılı koşullara tabi olması gerektiği sonucuna ulaşılır. Aynı maddenin 3. fıkrasındaki “tescil davası” sözcüğünün 1. ve 2. fıkraya göre açılacak davaları kapsadığının kabulü gerekir. (M. R. Karahasan – İ. Özmen, Zilyetlik – Tescil – Tapu İptali Davaları, 1983 – Sh:1451). Buna göre gerek yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri ve gerekse iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları davalılar harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak gerçek kişi davalılar aleyhine harç, yargılama gideri ve avukatlık ücreti yükletilmiş olması doğru olmamıştır…) gerekçesiyle kısmen bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oyçokluğu ile karar verildi.
Y.H.G.K. 17.2.2010 E.2010/8-58 – K.2010/78
KARŞI OY YAZISI
Dava, TMK. nun 713/2. maddesi fıkrası gereğince tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davanın kabulüne ilişkin hükmün temyiz edilmesi üzerine Yüksek Daire çoğunluğunca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilemeyeceği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece, verilen direnme kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca bozulmuştur.
Uyuşmazlık, TMK. nun 713/2. fıkrasındaki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilip yükletilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
TMK. nun 713/2. fıkrasındaki hukuki nedenlere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davaları; kamusal yönü ağır basan, kamu düzenini yakından ilgilendiren, tapu sicilinin sağlıklı ve düzenli tutulması işlevini (amacını) öngören özel nitelikli davalar olduğundan duraksamamak gerekir. Açıklanan bu nitelikleriyle sözü edilen davalar kendiliğinden (re`sen) araştırma ve inceleme yöntemine tabi olup, dava koşulunun (taraf teşkilinin) yargılama sırasında da tamamlanması ve yerine getirilmesi mümkündür. Yani hakim bu tür davalarda tarafların iddia ve savunmasıyla bağlı değildir. Şu halde saptanan bu özellikleri ile anılan davalar HUMK.nun öngördüğü klasik tapu iptali ve tescil davalarından ayrılmaktadırlar. Esasen bu konuda bir uyuşmazlıkta yoktur.
İlke olarak, tüm tapu iptali ve tescil davalarında, (TMK.nun 713/2. fıkrasında öngörülen davalarda dahil olmak üzere) husumet tapuda kayıt maliki görünen kişiye yöneltilir. Kayıt maliki ölmüş ise, mirasçılarına, malik mirasçı bırakmadan ölmüş ise TMK.nun 501. maddesi hükmü uyarınca son mirasçının Hazine olduğu düşünülerek Hazineye husumet yöneltilir. Bu yönüyle TMK.nun 713/1. fıkrası gereğince açılan tescil davalarından ayrılmaktadırlar. Gerçekten çoğunluğun da vurguladığı gibi TMK.nun 713/1. fıkrasında; “aynı koşullar altında, …” denilmek suretiyle TMK.nun 713/1. fıkrasına yollama yapılmıştır.
Ancak; bu tapu iptali ve tescil davası olarak açılan davalarda davanın kabulü halinde tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağı ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği biçiminde yorumlanmamalıdır. Dava koşulunu, yargılama sırasında yerine getirme hususu ile, araştırma ve inceleme yöntemi klasik tapu iptali ve tescil davalarından farklı da olsa, sonuç itibariyle dava bir tapu iptali ve tescil davasıdır ve böyle olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, davalılar davaya karşı koymuş ve davanın reddini savunmuşlardır. Somut olayda HUMK.nun 94/2. fıkrasındaki iki koşulda gerçekleşmemiştir.
O halde, saptanan bu olgular karşısında HUMK.nun 417. maddesinde açıklanan genel kural uyarınca davayı kaybeden taraf sözü edilen tüm yargılama giderlerini ödemekle yükümlüdür.
Nitekim, zilyetliğe dayanılarak (kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak) Hazineye karşı açılan tapu iptali ve tescil davalarında, davayı kaybeden Hazine yargılama giderleriyle sorumlu tutulmaktadır. (HGK. 20.11.1981 T., 8/483-753 E/K, HGK. 25.4.1979 T., 8/696-403 E/K., YKD. 1980/5, sh: 633 – 634, Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C:5, 2001 Baskı, sh: 5339). Daire uygulaması da halen bu yöndedir. Esasen Prof. Dr. Baki Kuru; TMK.nun 713/1. ve 2. fıkraları gereğince açılan davalarda, davayı kaybedenin her iki halde de yargılama giderlerinden sorumlu olduğunu vurgulamaktadır. (Kaynak aynı eser ve aynı sayfa). Saptanan bu hukuki ve somut olgular karşısında hükmü temyiz eden davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalıların davayı kaybetmiş bulunmaları nedeniyle ve en geniş anlamıyla tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmektedir. Hazineye karşı açılan bu tür davalarda harç hariç Hazine de yargılama giderlerinden sorumlu bulunmaktadır.
TMK.nun 713/3. fıkrasında yer alan “…Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri…” Yüksek Yargıtay uygulaması gereğince kanuni hasım olarak kabul edilmiş ve yargılama giderlerinden bağışık tutulmuştur. Ancak, gerçek şahıslara karşı açılan tapu iptali ve tescil davalarında gerçek şahıslarında kanuni hasım biçiminde kabul edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Böyle bir durum HUMK.nun 416 ve 417. maddelerine aykırılık oluşturur. Sayın çoğunluğun deyindiği görüşün yasal dayanağı da gösterilememiştir.
Şu halde yapılan bu açıklamalar karşısında yerel mahkemenin davayı kaybeden tarafı yargılama giderleriyle sorumlu tutması yerinde olup direnme kararının onanması gerekirken sayın Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca bozulması biçiminde gerçekleşen görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum.