TMK.683
Mülkiyet sahibi, 3. kişilerin haksız eylemlerinden doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören kişileraleyhine, bu eylemin giderilmesi ve uğranılan zararın tazmini için genel mahkemelerde dava açarak hak arama hak ve yetkisine sahiptir.
Somut olayda; davacı, Dağyolu Köyü, Kuşhane mezrasında ikamet etmektedir. Kuşhane mezrasının içme ve sulama suyu kaynağının ve o yerdeki su rögarları ile su borularında davalı tarafın yol yapım çalışmaları sonucunda çıkan hafriyat ve molozları dökmesi nedeniyle zarar meydana gelmiştir. Öyle ise, davacının bu yerden yararlanma hakkı nedeniyle adli yargı mercilerinde değinilen şekilde dava açmakta hak ve yararı mevcuttur.
DAVA ve KARAR:
Cemal Polat ile Karayolları Genel Müdürlüğü ve İncel A.Ş. aralarındaki elatmanın önlenmesi ve zararın tazmini davasının kısmen kabulüne ve kısmen görev yönünden reddine dair Pülümür Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.5.2006 gün ve 42/31 sayılı hükmün Yargıtay`ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, müvekkilinin Pülümür İlçesi, Dağyolu Köyü`ne bağlı Kuşhane mezrasında ikamet ettiğini, davalı tarafın Tunceli-Erzincan karayolu yol çalışmaları sırasındaki eylemleri sonucu Kuşhane mezrasının içme ve sulama suyu şebekesinin bozulduğu, rögarların toprakla dolduğu, boruların çatladığı, bu nedenle vekil edenine ait 30 kadar kavak ağacı ile 20 kadar söğüt ağacı ve 100`e yakın ahlat ağaçlarıyla, değişik miktarlarda erik, elma ve ceviz ağaçları ile sorgum çalılıklarının zarar gördüğünü, 2004 yılında meydana gelen bu eylem sonucu zararın devam ettiğini, tüm bu nedenlerle davalıların haksız elatmasının önlenmesine, uğranılan 10000.- YTL.`lik maddi zararın davalılardan tahsiline ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, sözü edilen yolun ihale ile Ceylan İnşaat tarafından yapılmakta olduğunu, dolayısıyla meydana gelen zararlardan ihaleyi alan şirketin sorumlu bulunduğunu, ayrıca davacı ile düzenlenen ibranamenin dikkate alınmasını ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Öteki davalı İncel Anonim Şirketi vekiline yöntemine uygun biçimde tebligat yapılmış, ancak yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davalı tarafın yol çalışmaları sonucu dava konusu yere bırakmış olduğu hafriyat malzemesi ve molozlar nedeniyle davacının menkul ya da gayrimenkul malına herhangi bir müdahale olmadığı açıklanarak davacının men`i müdahale isteğinin sübut bulmaması nedeniyle reddine, yol yapımı çalışmaları nedeniyle davacının endirek bir zararı söz konusu ise bu işlemin idari bir eylem olması nedeniyle tazminat isteğine yönelik davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde süresi içerisinde yetkili ve görevli İdare Mahkemesine dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan kanıtlar, tüm dosya kapsamından; davacı taraf 19.8.2005 tarihinde Pülümür Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ederek davalı İncel Şirketinin yol yapım çalışmaları nedeniyle meydana gelen zararın tespiti için başvuruda bulunmuştur. Bu istek nedeniyle mahallinde 10.10.2005 günü keşif yapılmıştır. Aynı köyden dinlenen yerel bilirkişi özetle; davacının ikamet ettiği mezra halkının faydalandığı su kaynağının sözü edilen yolun aşağı tarafında bulunduğunu, yol yapım çalışması yapan firmanın bu tarafa hafriyat döktüğünü, bu eylem sonucunda su kaynağının tamamen toprak altında kaldığını, mezra halkının toprak altında kalan su kaynağından sızan yere tekrar kazı yaparak oradan mezraya su götürmeye çalıştıklarını, bu suyun hem içme hem de arazi sulama işinde kullanıldığını açıklamıştır. Aynı keşifte görevlendirilen ziraat mühendisi 13.10.2005 günlü raporunda, “…Sözü edilen karayolunun yapım çalışmaları sırasında dökülen molozlar sonucunda su rögarlarının toprakla dolduğu, boruların çatladığı, bu nedenle su şebekesinden istifade edilemediği, dolayısıyla davacının dilekçesinde cins ve miktarlarını belirttiği ağaçlarda verim azalması olduğu, meyvelerin yeterli olgunluğa ulaşmadığı…” anlaşılmaktadır. Aynı keşifte görevlendirilen inşaat teknikeri ise, belirtilen eylem sonucunda meydana gelen zararların giderilmesi için 2005 yılı itibariyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığının inşaat birim fiyatlarına göre 7439,79.- YTL. harcanması gerekli olduğunu bildirmiştir. İncelenen delil tespiti dosyası dava dosyası ekine alınmıştır. Eldeki dava tensipten sonraki ilk oturumda karara bağlanmıştır.
TMK.nun 683. maddesi uyarınca 3. kişilerin haksız eylemlerinden doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören kişiler bu eylemin giderilmesi ve uğranılan zararın tazmini için genel mahkemelerde dava açarak hak arama hak ve yetkisine sahiptir. Somut olayda; davacı, Dağyolu Köyü, Kuşhane mezrasında ikamet etmektedir. Kuşhane mezrasının içme ve sulama suyu kaynağının ve o yerdeki su rögarları ile su borularında davalı tarafın yol yapım çalışmaları sonucunda çıkan hafriyat ve molozları dökmesi nedeniyle zarar meydana gelmiştir. Öyle ise, davacının bu yerden yararlanma hakkı nedeniyle adli yargı mercilerinde değinilen şekilde dava açmakta hak ve yararı mevcuttur.
Bu durumda, mahalli mahkemece eylemin yapıldığı yerde (delil tespiti dosyasından da yararlanılarak) refakate alınacak mahalli bilirkişi, davacı tanıkları, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi ve fen memuru huzuruyla keşif yaparak; olay tarihi itibariyle davalıların yol yapım çalışmaları sonucunda yapmış oldukları haksız eylem nedeniyle iddia edilen zararların gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek gerekmektedir. Ancak davalıların ileri sürülen eylemi nedeniyle dava dilekçesinde yazılı olan sadece sanayide kullanılabilecek nitelikteki kavak ağaçları ile pazarda meyvesinden yararlanılamayacak ahlat ağaçlarının ve odun olarak ya da basit inşaatlarda kullanılacak söğüt ağaçlarında ne gibi zararların meydana geldiğini ve gerek tespit dosyasında ve zirai bilirkişi raporunda ve gerekse dava dilekçesinde müphem olarak bildirilen değişik miktarlardaki erik, elma ve ceviz ağaçlarının yaş ve miktarlarının net olarak belirlenerek o tarih itibariyle meyve vermeye elverişli olup olmadıkları ve ne kadar zarar gördüklerinin kapsamlı olarak ziraat bilirkişiden rapor alınması, davacının sorgum çalılıklarından ne gibi verim elde ettiğinin ve zarar gördüğünün açıklığa kavuşturulması, yine su kaynağının temizlenerek eski hale getirilmesi ve biriken suyun tevziinde kullanılan beton rögarın o tarih itibariyle yenisinin kaç lira bedelle yaptırılacağına ilişkin rapor alınması, tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla ve nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerden yerinde olduğundan ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
Y.8.H.D. 13.11.2007 E.2007/5917 – K.2007/6363