Kadastro sırasında, (dava konus taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak) davalılar Muammer D. ve Fatma Ka. adlarına paylı olarak tespit edilmiştir.
Tarafların ortak miras bırakanı Osman A.’ın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemine uygun bir paylaşmanın yapılmadığı, davacılara terekeden pay verilmediği, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanan delillerle belirlenmiştir. Paylaşmanın yapıldığını ispat yükü kendisinde olan davalı taraf paylaşmayı kanıtlayamamıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece davacıların miras paylarının da hesaplanması ve davacıların payları ile sınırlı olarak davanın kabulü ile taşınmazların taraflar adına paylı olarak tesciline karar verilmesi gerekir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay`ca incelenmesi davacılar Fatma K. ve Ayşe G. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Kadastro sırasında 128 ada 7 ve aynı ada 9 parsel sayılı sırası ile 187,71 m2 ve 290,81 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar Muammer D. ve Fatma Ka. adlarına paylı olarak tespit edilmiştir.
Davacılar Fatma K. ve Ayşe G. miras hakkına dayanarak paylarına yönelik dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların davalılar adına tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar Fatma K. ve Ayşe G. tarafından temyiz edilmiştir.
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı Osman A.`dan kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, terekenin mirasçıları arasında yöntemine uygun bir şekilde paylaşılıp paylaşılmadığı yönünde toplanmıştır.
Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yapılmış yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular dikkate alındığında mahkemece varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir.
Tarafların ortak miras bırakanı Osman A.’ın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemine uygun bir paylaşmanın yapılmadığı, davacılara terekeden pay verilmediği, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanan delillerle belirlenmiştir.
Paylaşmanın yapıldığını ispat yükü kendisinde olan davalı taraf paylaşmayı kanıtlayamamıştır.
8.4.2007 günlü senette davacılar taraf değildir.
Davalılar vekili 24.10.2007 günlü duruşmadaki beyanında davacılar dışındaki diğer paydaşların hisselerini satın aldıklarını beyan ederek, davacıların terekeden gelen haklarının bulunduğunu, paylaşmanın yapılmadığını zımni olarak kabul etmiştir.
SONUÇ: Hal böyle olunca; mahkemece davacıların miras paylarının hesaplanması ve davacıların payları ile sınırlı olarak davanın kabulü ile taşınmazların taraflar adına paylı olarak tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacılar Fatma K. ve Ayşe G.`ün temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.