CMK.7/2,8/1,231/5-14,253,254,303,308 – TCK.53,61, 62/1,66,67,116/1-4,2-4, 119,141,142/1-b, 142/1-c,143,145, 150 – 5252 Sa.Ka.9/3 – 5728 Sa.Ka.562 – 765 Sa.Ka.59/2, 102/4,104/1-c,104/2,492/1-son,522 – 1412 Sa.Ka.322
1. Lehe kanun uygulaması, önceki ve sonraki Ceza Yasalarının ilgili tüm hükümlerinin birbirlerine karıştırılmaksızın uygulanmasını ve her iki yasaya göre ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini teminen evrak üzerinde yapılabilir.
Ancak;
Sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmiş olması, cezanın, 5237 sayılı TCY`nın 61. maddesi gözetilerek tayin ve takdirinin gerekmesi, artırım ve indirim oranlarının belirlenmesinin takdiri gerekmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihinin söz konusu olması, seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerin değerlendirilmesinin gerekmesi, önceki yasanın türü veya süresi bakımından erteleme dışında bıraktığı ceza, yeni yasa tarafından erteleme kapsamına alınması gibi durumlarda, duruşma açılarak değerlendirme yapılmalıdır.
2. Hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, Türk Ceza Kanununun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımı süresi, suç tarihi olan 27.7.2000 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunduğundan; davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
3. Eve açık olan balkon kapısından içeri girmek suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında;
Eylem hırsızlık suçunun yanı sıra, konut dokunulmazlığını bozma suçunu da oluşturur.
DAVA ve KARAR:
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:
A- Sanıklar hakkındaki 11.7.2006 günlü hükmün temyiz incelemesinde;
Sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCK.nun 492/1-son maddesindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 27.7.2000 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar savunmalarının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkındaki açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
B- Hükümlü … hakkındaki 17.7.2006 günlü hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
5252 sayılı Türk Ceza Yasası`nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasa`nın 9. maddesinin üçüncü fıkrasında, lehe yasanın saptanmasında başvurulacak yöntem düzenlenmiştir.
Bu hüküm uyarınca, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya, önceki ve sonraki Ceza Yasalarının ilgili tüm hükümlerinin birbirlerine karıştırılmaksızın uygulanmasını ve her iki yasaya göre ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini gerektirmektedir.
Bu belirleme, herhangi bir inceleme, araştırma, kanıt tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmeyen; eylemin suç olmaktan çıkarılması, ceza sorumluluğunun kaldırılması ya da önceki hükümle belirlenen cezanın bir değerlendirme ve takdiri gerektirmemesi gibi hallerde, evrak üzerinde yapılabilecektir.
Ancak;
Sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmiş olması, cezanın, 5237 sayılı TCY`nın 61. maddesi gözetilerek tayin ve takdirinin gerekmesi, artırım ve indirim oranlarının belirlenmesinin takdiri gerekmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihinin söz konusu olması, seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerin değerlendirilmesinin gerekmesi, önceki yasanın türü veya süresi bakımından erteleme dışında bıraktığı ceza, yeni yasa tarafından erteleme kapsamına alınması gibi durumlarda, duruşma açılarak değerlendirme yapılmalıdır.
İnceleme konusu karara gelince;
1- 5237 sayılı TCY`nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile,
765 sayılı TCY`nın 492/1-son. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, sanığın suç ortakları ile birlikte gece sayılan zaman dilimi içerisinde yakınanın kiracı olarak oturduğu apartmanın ikinci katında bulunan dairenin balkonuna kişisel çeviklik gerektirmeyecek şekilde çıkıp açık olan balkon kapısından içeri girmek suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesinde belirtilen hırsızlık suçunun yanı sıra aynı Yasanın 116/1-4, 119/1-c maddesinde belirtilen konut dokunulmazlığını bozma suçunu da oluşturduğu gözetilmeden bu konuda değerlendirme yapılmaması,
5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozmak suçlarını oluşturan eylemleri nedeniyle uygulama yapılıp, her iki Yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan Yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması,
2- Kazanılmış hakkın suçun nitelendirilmesinin yapılmasında ve uygulanan yasa maddeleri yönünden olmayıp, cezanın süresi yönünden gözetilmesi gereken bir husus olduğu, uyarlama amaçlı Yasanın yanlış yorumlanması suretiyle infaz aşamasındaki lehe uygulamaların ise kazanılmış hak oluşturmayacağı dikkate alınarak, hükümlünün eylemine uyan 765 sayılı TCY`nın 492/1-son, 522, 59/2. maddeleriyle hükümden sonra 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY`nın aynı suça uyan 142/1-b, 143, 62/1; 116/2-4, 119/1-c, 62/1, 53, ayrıca konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden 5271 sayılı CMK.`nun 253 ve 254. maddelerinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3 maddeleri ışığında; her iki Yasa hükümlerinin bir bütün halinde uygulanarak lehe Yasanın belirlenip uygulanması zorunluluğu,
3- 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, 5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozmak suçlarını oluşturan eylem nedeniyle temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi, suçun geceleyin işlenmesi yönünden artırım oranının takdiri ve geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesi için bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçun yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılması ve tüm bunların neden ve gerekçeleri gösterilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
4- Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/5-14. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazı ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan neden olarak BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.