– Temsil Kayyımı Atanması İstemi (İzale-İ Şuyu Davasında)
– Kayyım Tayini (İzale-İ Şuyu Davasında Tebligat Yapılamayan Ortaklar)
– İzale-İ Şuyu (Temsil Kayyımı Atanması Talebi)
– İlanen Tebligat (İzale-İ Şuyu Davasında)
İzale-i şuyu davalarında, adresleri tesbit edilemeyen paydaşlar yönünden ilanen tebligat yapma olanağı mevcuttur.
Böyle bir durumda, Türk Medeni Kanunu`nun 426. maddesinde sayılan temsil kayyımı atanmasını gerektiren haller ve koşulları bulunmamaktadır; istemin reddi gerekir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki davanın, yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı hissedar olduğu taşınmazla ilgili açılmış bulunan izale-i şuyu davasında verilen yetkiye dayanarak, hissedar Belgüzar`ın adresinin tespit edilemediğinden bahisle temsil kayyımı atanmasını istemiştir. İzale-i şuyu davasının konusu olan taşınmazın paydaşları bellidir. Bu kişilerin gaip oldukları ileri sürülmemiştir. Adreslerinin araştırmaya rağmen tespit edilememesi halinde, ilanen tebligat yapma olanağı mevcuttur. Türk Medeni Kanunu`nun 426. maddesinde sayılan temsil kayyımı atanmasını gerektiren haller ve koşulları bulunmamaktadır. İstemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Y.2.H.D. 5.2.2009 E.2008/15476 – K.2009/1541