– Sahte Kredi Kartı Oluşturmak
– İğfal Kabiliyeti (Sahte Nüfus Cüzdanı – Takdir Ve Tayininde Yetki)
– Aldatma Yeteneği (Belgelerde Sahtecilik Suçları)
– Belgelerde Sahtecilik Suçları (Aldatma Yeteneği Şartı)
– Bilirkişinin Denetlenemeyen Raporu (Hükme Esas Alınamaz) –
1. Kartı veren banka yazısında, sanığın 13.9.2007 tarihinde hesap açtırarak bankamatik kartı aldığı, ancak bu kartı herhangi bir alış verişte kullanmadığı ve hesaba ait hiçbir hareket olmadığının belirtilmesi ve sanığın bu kartı kullanarak çıkar sağlamaya yönelik bir eylemde bulunduğuna dair iddia ve delil bulunmaması nedeniyle, sanığın sahte kimlikle banka kartını temin etmekten ibaret eyleminin 5237 sayılı Yasanın 245/2 maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Yasanın 245/3, 35. maddeleriyle hüküm kurulması isabetsizdir.
2. Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, adli emanette kayıtlı suça konu nüfus cüzdanı duruşmaya getirilip incelenerek özellikleri duruşma tutanağına yazılmadan ve gerekçeli kararda aldatma niteliğini taşıyıp taşımadığı tartışılmadan, ayrıca denetime olanak verecek şekilde suça konu belge dosya içerisinde de bulundurulmadan bilirkişinin denetlenemeyen raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi, isabetsizdir.
DAVA ve KARAR:
I- Fortisbank’tan alınan sahte kredi ve Türkiye Ekonomi Bankasından alınan banka kartının kötüye kullanılması suçlarından mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Yasanın 245/3. maddesinde düzenlenen sahte banka kartını kullanmak suretiyle çıkar sağlama suçunun teşebbüs aşamasında kalması için suçun icra hareketlerine başlanması ve sanığın elinde olmayan engel nedenlerle sonucuna ulaşamaması gerektiği cihetle; kartı veren bankanın 13.2.2008 günlü yazısında, sanığın 13.9.2007 tarihinde hesap açtırarak bankamatik kartı aldığı, ancak bu kartı herhangi bir alış verişte kullanmadığı ve hesaba ait hiçbir hareket olmadığının belirtilmesi ve sanığın bu kartı kullanarak çıkar sağlamaya yönelik bir eylemde bulunduğuna dair iddia ve delil bulunmaması nedeniyle, Ceza Genel Kurulunun 27.5.2008 gün ve 87/150 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın sahte kimlikle banka kartını temin etmekten ibaret eyleminin 5237 sayılı Yasanın 245/2 maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Yasanın 245/3, 35. maddeleriyle hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK.nun 245/3, 43 ve 245/3, 35/2. maddeleriyle ceza verilmesi istemini içeren esas hakkındaki mütalaanın verildiği 12.5.2008 günlü oturumda hazır bulunan sanığa esas hakkında mütalaaya karşı diyeceklerinin sorulması ve sanığın da mahkum edildiği suçtan haberdar olup savunmasını yaparak önceki savunmalarını tekrarladığını belirtmesi karşısında ek savunma verilmesi gerektiğine ilişkin tebliğnamedeki düşünceye iştirak olunmamıştır.
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ KARARI:
Daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunması nedeniyle 5728 sayılı Yasa ile değişik CMK. nun 231. maddesinin uygulanması olanağı bulunmayan sanık hakkında toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezaları azaltıcı ve artırıcı sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin suç kastı olmadığına, fazla ceza verildiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II- Sahte nüfus cüzdanı kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;
Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, adli emanette kayıtlı suça konu nüfus cüzdanı duruşmaya getirilip incelenerek özellikleri duruşma tutanağına yazılmadan ve gerekçeli kararda aldatma niteliğini taşıyıp taşımadığı tartışılmadan, ayrıca denetime olanak verecek şekilde suça konu belge dosya içerisinde de bulundurulmadan bilirkişinin denetlenemeyen raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi,
SONUÇ: Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.