BU KARAR, (5 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇİNDE GENEL MAHKEMELERDE DAVA AÇILABİLECİĞİ GEREKÇESİ İLE) Y.H.G.K.`NUN 15.7.2009 E.2009/14-353 – K.397 SAYILI KARARI İLE ORTADAN KALDIRILMIŞTIR.
1. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 13. maddesinde tahsis kararlarının tebliği, ilanı, itirazının ne şekilde olacağı düzenlenmiş ve teknik ekiplerce yapılan çalışmaların sonuçlarının komisyonca ilgili köy ve belediyelerin ilan yerlerinde 30 gün süre ile askıda kalacağı hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamından teknik ekip çalışmalarının davalı Hatun Saray Belediyesinde ilan edildiği görülmektedir.
Dava konusu taşınmaz davacı Köyün idari sınırları dışında ve davalı Belediye idari sınırları dahilinde bulunduğundan çalışma sonuçlarının davacı Köyde ayrıca ilanı gerekmez. Sonuçlar itirazsız kesinleştiğinden 24.3.2000 – 24.4.2000 olan askı ilanına göre 17.2.2004 ve 12.5.2004 tarihlerinde açılan davalar süresinden sonra açılmıştır. Davanın bu nedenle reddi gerekir.
2. Kabule göre, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5. maddesine göre tahsiste kadimlik esasının da aranması gerekirse de,49 ada 300 parsel sayılı taşınmazda davacı Köyün kadim kullanım hakkı olduğunu bildiren davacı Köy tanığı Mehmet Özoğlu’nun 1961 olan doğum tarihi bu tür beyanda bulunmasına manidir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki “meraya müdahalenin önlenmesi, komisyon kararının iptali ve sınırlandırma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.2.2008 gün ve 2007/392 E. – 2008/78 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14.4.2008 gün ve 2008/4577-5102 sayılı ilamı;
(“…Asıl dava, kadimlik iddiasına dayalı mer’aya elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise, davalı Belediye Tüzel Kişiliği adına yapılan tahsisin iptali ve sınırlandırma istemlerine ilişkindir.
Davalı, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak krokide “A” harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin davanın kabulü ile, “A” harfli yerin 1/2 kullanım hakkının davacı Köy’de olduğunun tespitine ve saptamanın mera kütüğüne tesciline, muarazanın bu şekilde giderilmesine, “B” harfli yere ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Belediye temyiz etmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında değinildiği üzere 4342 sayılı Mera Kanunu’nun uyarınca oluşturulan Mera Komisyonu’nun davalı Belediye sınırları içerisinde uygulama yaptığı, çekişme konusu 349 ada 300 parsel sayısını alan taşınmazı mer’a olarak sınırlandırdığı ve davalı Belediye’ye tahsis ettiği, çalışma sonuçlarının davalı Belediyede ilan edildiği, yapılan tahsis işlemine karşı davacı Kayadibi Köyünün itirazı olmadığı, çalışma sonuçlarının bu şekilde kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 13. maddesinde tahsis kararlarının tebliği, ilanı, itirazının ne şekilde olacağı düzenlenmiş ve teknik ekiplerce yapılan çalışmaların sonuçlarının komisyonca ilgili köy ve belediyelerin ilan yerlerinde 30 gün süre ile askıda kalacağı hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamından teknik ekip çalışmalarının davalı Hatun Saray Belediyesinde ilan edildiği görülmektedir. Gerçekten, çekişme konusu 349 ada 300 parsel sayılı taşınmaz davalı Belediyenin idari sınırları içinde kaldığı gibi, bu yer kadastro çalışmaları sırasında da davalı Belediyeye ait çalışma alanı sınırları içerisinde gösterilmiştir.
Dolayısıyla, askı ilanı davalı Belediye ile yine aynı hüküm uyarınca bunların bağlı olduğu ilçede alışılmış araçlarla bu konudaki tutanak ve haritalar eklenerek yapılacaktır. Dava konusu taşınmaz davacı Köyün idari sınırları dışında ve davalı Belediye idari sınırları dahilinde bulunduğundan çalışma sonuçlarının davacı Köyde ayrıca ilanı gerekmez.
Sonuçlar itirazsız kesinleştiğinden 24.3.2000 – 24.4.2000 olan askı ilanına göre 17.2.2004 ve 12.5.2004 tarihlerinde açılan davalar süresinden sonra açılmıştır. Davanın bu nedenle reddi gerekir.
Kabule göre, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5. maddesine göre tahsiste kadimlik esasının da aranması gerekirse de 349 ada 300 parsel sayılı taşınmazda davacı Köyün kadim kullanım hakkı olduğunu bildiren davacı Köy tanığı Mehmet Özoğlu’nun 1961 olan doğum tarihi bu tür beyanda bulunmasına manidir.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır…’’) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.