Ana Sayfa Yargı Kararları YCGK 16.6.2009 E.2009/8-127 – K.2009/163

YCGK 16.6.2009 E.2009/8-127 – K.2009/163

452
0

– Kamu Davasına Katılma
– Kamu Davasına Katılma İsteği Karara Bağlanmayanların Temyiz Yetkisi
– Şikayetçinin Temyiz Yetkisi (Katılma Talebi Karara Bağlanmamış İse)
– Temyiz Davasının Şartları (Süre Ve İstek)

298 Sa.Ka.160/2-3CMK.234/1-1/b,son, 237/2, 238, 243, 260TCK.595320 Sa.Ka.8/11412 Sa.Ka.305/1, 310/3765 Sa.Ka.59

1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenecek uyuşmazlık, katılma isteminde bulunan şikayetçiye hüküm tebliğ edilmeden ve onun temyiz yasa yoluna başvurusu bulunmadan, lehe temyiz üzerine, katılma istemi hakkında karar verilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. Temyiz davasının açılabilmesi için, iki koşulun varlığı gereklidir. Bunlardan ilki süre koşuludur. ikinci koşul ise istek koşuludur. İstek koşulunun, bu konuda hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilebileceği yasa gereğidir.

DAVA ve KARAR:

Sanıkların 298 sayılı Yasanın 160/3-2., 765 sayılı TCY.`nın 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 6`şar ay hapis ve 366`şar lira adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin İ… 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 7.3.2006 gün ve 532-95 sayılı hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen,

Yargıtay 8. Ceza Dairesince 2.4.2009 gün ve 6513-5223 sayı;

“…27.7.2004 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma talebinde bulunan müşteki M…B…`un bu talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…”,

İsabetsizliğinden Daire Üyesi H. M.`in, şikayetçinin henüz temyiz isteminin bulunmadığı bir aşamada aleyhe sonuç doğuracak şekilde bozma kararı verilemeyeceği yönündeki karşı oyuyla ve oyçokluğuyla bozulmuştur.

Yargıtay C. Başsavcılığınca 20.5.2009 gün ve 135382 sayı;

“…Yokluğunda verilen hükmün, 9.7.2004 tarihli talimatla alınan ifadesinde şikayetçi olduğunu söyleyen ve ayrıca 23.7.2004 tarihli dilekçeyle davaya katılma talebinde bulunan fakat bu istemi karara bağlanmayan şikayetçi M…B…`a tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Şikayetçinin bu aşamada temyiz yasa yoluna başvurup başvurmayacağı belli değildir. Yokluğunda verilen hükmün tebliğinden sonra, şikayetçi temyiz başvurusunda bulunduğu takdirde ve açıkça belirtmesi halinde, katılma isteği Özel Dairece öncelikle incelenip karara bağlanacaktır. Şikayetçinin temyiz inceleme isteğinde bulunmaması halinde ise, katılma istemi hakkında bir karar verilmemesi eksikliği, hükmün sadece sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi karşısında, sanıklar aleyhine sonuç doğuracak şekilde hükmün bozulmasına olanak sağlamamalıdır.

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.5.2006 gün ve 143-147 sayılı, yine 11.7.2006 gün ve 191-183 sayılı kararları da bu doğrultudadır.

Bu itibarla, öncelikle yokluğunda verilen hükmün şikayetçi M…B…`a tebliğ edilmesi sağlanmalı; şikayetçi temyiz başvurusunda bulunduğu takdirde durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir…”, gerekçeleri ile itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2.4.2009 gün ve 6513-5223 sayılı “bozma ilamı”nın kaldırılmasına; hükmün şikayetçi M….B…`a tebliğ edilerek usulü eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi talep olunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:

YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI:

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenecek uyuşmazlık, katılma isteminde bulunan şikayetçiye hüküm tebliğ edilmeden ve onun temyiz yasa yoluna başvurusu bulunmadan, lehe temyiz üzerine, katılma istemi hakkında karar verilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

1412 sayılı CYUY.`nın yürürlükte bulunduğu dönemde, usulüne uygun bir şekilde katılma istemi bulunan mağdurun istemi hakkında mahkemesince 1412 sayılı CYUY.`nın 365 vd. maddeleri uyarınca olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.

Kovuşturma 5271 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra da sürdürülerek, 7.3.2006 tarihinde hüküm verilmiş, bu aşamada da katılma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi, yokluğunda verilen hüküm de katılma isteği karara bağlanmamış olan mağdura tebliğ edilmemiştir.

Bu itibarla 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler ve bu kapsamda, 5271 sayılı Yasanın mağdur ve şikayetçinin hakları, davaya katılma, yasa yollarına başvurma hakkını düzenleyen hükümleri ile 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY.`nın temyize ilişkin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

5271 sayılı Yasanın mağdur ve şikâyetçinin haklarını düzenleyen 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde, mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde,

– Kamu davasına katılma,

– Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı yasa yollarına başvurma, Haklarının bulunduğu belirtilip;

Maddenin son fıkrasında ise,

– bu hakların mağdur ve şikâyetçiye anlatılıp, açıklanacağı ve bu hususun tutanağa yazılacağı belirtilmiş,

Katılmaya ilişkin hükümlere ise, 238 ila 243. maddelerde yer verilmiştir.

Anılan Yasanın 237. maddesinde;

“(1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.

(2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.” hükmü yer almaktadır.

Katılma usulünü düzenleyen 238. maddede ise;

“(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.

(2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.

(3) Cumhuriyet Savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.

(4) Sulh Ceza Mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz.” şeklinde katılma isteminin şekli ve istem üzerine yapılacak işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Yasa yollarına ilişkin genel hükümlerin yer aldığı 260. maddesinde ise;

“katılma isteği karara bağlanmamış, bulunanlar için kanun yolları açıktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Olağan yasa yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, bir temyiz davası açılmış olmalıdır.

Temyiz davasının açılabilmesi için de,

5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY.`nın 310. maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir.

Bunlardan ilki süre koşuludur.

Usul Yasası 310 uncu maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süreyi hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse, tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir.

Temyiz süresi 1412 sayılı CYUY.`nın 310. maddesinin 3. fıkrasındaki ayrıksı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlar.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli olan ve uyuşmazlık konusunu da ilgilendiren ikinci koşul ise istek koşuludur.

Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan “Davasız yargılama olmaz” ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir.

İstek koşulunun ise, bu konuda hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilebileceği yasa gereğidir.

CYUY.`nın halen yürürlükte bulunan 305. maddesinin 1. fıkrasında bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (re`sen) yapılması kabul edilmiş ise de, onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin olanlar dışında kalan hükümlerde, süre ve istek koşullarına uygun temyiz davası açılmamışsa hükmün Yargıtay`ca incelenmesi olanaksızdır.

Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Şikayetçi M… B…, davaya katılma isteminde bulunmuş ise de bu husus Yerel Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karara bağlanmadığı gibi, yokluğunda verilen hüküm de adı geçene tebliğ edilmemiştir.

Şikayetçinin, CYY.`nın 260. maddesi uyarınca, katılma istemi karar bağlanmamış olan sıfatıyla hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmasına karşılık, temyiz inceleme isteğinde bulunup bulunmayacağı belli değildir.

Sanıkların cezalandırılmasına ilişkin hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmiş olup, şikâyetçinin davaya katılma isteminin karara bağlanması gerektiğinden bahisle, bu hususta bir istem olmaksızın aleyhe sonuç doğuracak şekilde hüküm bozulmuştur. Bu aşamada böyle bir bozma kararı verilemeyeceği gibi, hükmün şikâyetçi tarafından temyizi halinde de, temyiz nedeni olarak bu hususun da açıkça belirtilmesi durumunda, katılma ile ilgili istem 5271 sayılı CYY.`nın 237/2. maddesi uyarınca, Özel Dairece öncelikle karara bağlanacağından yapılan bozma, bu nedenle de isabetsizdir.

O halde öncelikle, yokluğunda verilen hüküm şikayetçi M… B…`a tebliğ edilmeli, yasa yoluna başvurma isteminde bulunması halinde, temyiz dilekçesindeki nedenlere bağlı olarak Özel Dairece durumu değerlendirilerek bir karar verilmelidir.

Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire Kararının kaldırılmasına ve dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Kurul Üyesi itirazın reddi yönünde oy kullanmıştır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2.4.2009 gün ve 6513-5223 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın, şikayetçi M…B…`a tebligat yapılarak sonucuna göre temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, oyçokluğu ile karar verildi.

Y.C.G.K. 16.6.2009 E.2009/8-127 – K.2009/163

Önceki İçerikY.C.G.K. 14.7.2009 E.2009/8-72 – K.2009/198
Sonraki İçerikY11CD 23.12.2010 E.2010/7736 – K.2010/14823

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.