– Velayetin Tevdii (Ana Şefkatine Muhtaç Çocuğun Babaya Verilmesi)
– Ana Şefkatine Muhtaç Çocuğun Velayetinin Babaya Verilmesi –
1. Davalı annenin, toplanan delillere göre kendisini dahi koruyup gözetmekten aciz bir yapıda olması, küçük Ayşe için gerekli bakım, gözetim ve eğitimi yapabilecek durumda olmaması, davalının ahlaki anlayışının çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması nedenleriyle, Ana şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin babaya verilmesine dair direnme kararı isabetlidir.
2. Yoksulluk nafakası isteği konusunda, olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 3. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 gün ve 2005/511 E. – 2005/901 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.6.2006 gün ve 3281-9528 sayılı ilamı;
(…1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir.
2- Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 16.3.1998 doğumlu Ayşe`nin Türk Medeni Kanununun 182, 336/2 maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.
3- Yoksulluk nafakası isteği konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.) gerekçesi ile temyiz edilen kararın 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının ONANMASINA, karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava boşanma isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının hatalı ve kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, davalının yasadışı ilişkilere girdiğini, yemek yapmayı hatta çay kahve yapmayı dahi bilmediğini, evin temizliği ile ilgilenmediğini, müşterek çocukları ile annelik ilişkisi kuramadığını bu nedenle çocuğun üstü başı kir içinde, çeşitli tehlikelere açık vaziyette ortalıkta dolaştığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu davacının kendi kusuru nedeniyle geçimsizliğe sebebiyet verdiğini, davacının hırçın yapıda ve kıskanç bir kişi olup, alkol bağımlılığı nedeniyle davalı üzerinde aşırı derecede baskı kurduğunu, davalıyı ufak tefek şeylerden dolayı azarladığını ve dövdüğünü daha sonra da evden kovduğunu, davalının da boşanmayı kabul ettiğini bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin davalı anneye bırakılmasına, maddi–manevi tazminata ve nafakaya hükmedilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukları Ayşe Bulut`un velayetinin davacı babasına verilmesine, davalının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece yoksulluk nafakası yönünden bozmaya uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiş, velayet hususunda ise “davalının toplanan delillere göre kendisini dahi koruyup gözetmekten aciz bir yapıda olması, küçük Ayşe için gerekli bakım, gözetim ve eğitimi yapabilecek durumda olmaması, davalının ahlaki anlayışının çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması nedenleriyle velayet hususunda eski kararda direnilmesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tanık beyanlarına, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tüm dosya kapsamından davalı annenin müşterek çocuğu yeterince koruyamayacağı kanaati hasıl olduğundan usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
Ne var ki bozma ilamının 3 numaralı bendinde belirtilen “Yoksulluk nafakası isteği konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi “gereğine işaret eden bozma nedenine uyularak oluşturulan yeni hüküm Özel Daire’ce incelenmediğinden, bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
SONUÇ: Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle oyçokluğu ile ONANMASINA, uyulan kısım yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, oybirliği ile karar verildi.