Ana Sayfa Yargı Kararları Y11HD 1.3.2010 E.2008/11550 – K.2010/2284

Y11HD 1.3.2010 E.2008/11550 – K.2010/2284

2071
1

– Limited Şirket Ortağının Bankaya Karşı Sorumluluğu (Ortaklıktan Ayrıldıktan Sonra)
– Bankanın Şirket Ortaklığından Ayrılan Kişiye Karşı Hakları (Kredi Sözleşmesi)
– Kredi Sözleşmesine Kefil Olan Ortağın Ortaklıktan Ayrılması (Bankanın Hakları) –

TTK.532

Davacının 4 adet genel kredi sözleşmesinde şirket temsilciliği yanında müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile sorumluluğu üstlendiği, daha sonra şirket hisselerini devredip ortaklık ilişkisi sona erse dahi banka ile dava dışı şirket arasındaki kredi ilişkisinin sürdüğü, sözleşmeler yürürlükte olduğu sürece davacının sözleşme limitiyle sorumluluğunun devam ettiği, TTK.`nun 532. maddesi uyarınca limited şirketlerde ortakların sorumluluğu koydukları sermaye ile sınırlı olmakla ve ortaklığı sona eren ortağa yönelme imkanı bulunmamakla birlikte, davalı bankanın davacıya yönelmesinin sebebinin davacının şirket ortağı olmasından değil sözleşmeleri müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla imzalamasından ve asli borcu üstlenmesinden kaynaklandığı, gerekçeleriyle, mahkemenin davanın reddine dair verdiği kararda usul ve kanuna aykırılık yoktur.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi`nce verilen 13.12.2007 tarih ve 2006/266-2007/589 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sultan Gümüş Başaran tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı K. Metal Mak. Tar. Ur. İnş. Ltd. Şti`nin ortağı olduğunu, davalı bankadan ortağı olduğu şirketin 4.10.2000, 10.11.2000, 12.2.2001, 26.3.2001 tarihli kredi sözleşmeleri ile kredi kullandığını, müvekkilinin dava dışı şirketteki hisselerini 2.7.2003 tarihli devir senedi ile diğer ortak Vedat Nezihi A.`ya devrettiğini, devir esnasında şirketin borcu bulunmadığını, müvekkilinin şirketle hiçbir bağı kalmamasına rağmen davalı bankanın 10.6.2004 tarihinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin takibe konu 90.000,00.- YTL.`yi ihtirazi kayıtla ödediğini, asıl borçlunun şirket olduğunu, icra takibine konu borcun sonradan alınan krediler için olduğunu, limited şirketlerde sermaye borcunu ödeyen ortağın hiçbir sorumluluğu kalmadığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00.- YTL.`nın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının ortağı olduğu şirketin kullanmış olduğu kredilere karşılık kredi sözleşmesini hem şirketi temsilen hem de müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile imzaladığını, sözleşmenin süresiz olduğunu, davacının takibe itiraz etmeyip indirimli ödeme protokolü talebinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 4 adet genel kredi sözleşmesinde şirket temsilciliği yanında müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile sorumluluğu üstlendiği, davacı daha sonra şirket hisselerini devredip ortaklık ilişkisi sona erse dahi banka ile dava dışı şirket arasındaki kredi ilişkisinin sürdüğü, sözleşmeler yürürlükte olduğu sürece davacının sözleşme limitiyle sorumluluğunun, devam ettiği, TTK.`nun 532. maddesi uyarınca limited şirketlerde ortakların sorumluluğu koydukları sermaye ile sınırlı olmakla ve ortaklığı sona eren ortağa yönelme imkanı bulunmamakla birlikte davalı bankanın davacıya yönelmesinin sebebinin davacının şirket ortağı olmasından değil sözleşmeleri müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla imzalamasından ve asli borcu üstlenmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.11.H.D. 1.3.2010 E.2008/11550 – K.2010/2284

Önceki İçerikY9HD 25.2.2010 E.2008/43452 – K.2010/4873
Sonraki İçerikY11HD 25.1.2010 E.2008/9631 – K.2010/660

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.