Yargıtay’dan Ticaret Unvanı ve Marka Hükümsüzlüğü Üzerine Emsal Karar: Fiili Kullanım Şart Değil
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, ticaret unvanının tescili ile kazanılan hakkın, fiili kullanım süresine bağlı olmaksızın, unvanın tescil edildiği tüm faaliyet alanlarını kapsadığına ve bu hakkın marka tesciline itirazda kullanılabileceğine hükmetti.
Dava Konusu: Marka Hükümsüzlüğü Talebi
Davacı, “… GEMİ İŞLETMECİLİĞİ A.Ş.” unvanına sahip şirket, 2019/97924 sayılı marka başvurusunun, davalının 2019/33191 sayılı “…” ibareli markası gerekçe gösterilerek reddedildiğini belirtti. Davacı, bu ibarenin aynı zamanda kendi ticaret unvanının esaslı unsuru olduğunu, 39. sınıf hizmetlerde (taşımacılık, lojistik vb.) fiilen kullanıldığını ve ayırt edicilik kazandığını, davalının ise markasını kullanmadığını ileri sürdü. Davacı, davalının marka başvurusunu, kendi şirketinin kurulduğunu öğrenir öğrenmez kötü niyetli olarak yaptığını iddia ederek, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etti.
Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararları
İlk Derece Mahkemesi (İstanbul 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi), davacının “…” ibaresini 39. sınıf hizmetlerde davalıdan önce markasal olarak kullandığını, markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik olduğunu ve tescil kapsamlarının örtüştüğünü belirterek, iltibas tehlikesi nedeniyle davanın kabulüne ve davalı markasının 39. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verdi. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi), davacının ticaret unvanının tescil tarihi ile davalının marka başvuru tarihi arasında sadece 10 günlük bir süre olduğunu, bu kısa sürenin nizasız ve fasılasız kullanım ile öncelik hakkı elde etmek için yeterli olmadığını gerekçe göstererek Yerel Mahkeme kararını kaldırdı ve davanın reddine hükmetti.
Yargıtay’ın Bozma Kararı: Tescilli Ticaret Unvanının Gücü
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını bozdu. Kararda, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin 6. fıkrasına atıf yapılarak, tescilli ticaret unvanlarının markalara karşı koruma sağladığı vurgulandı. Yargıtay’a göre;
Tescille Kazanılan Unvansal Hak
Tescilli ticaret unvanlarında, tescilsiz unvanlardan farklı olarak, fiilen gerçekleştirilen faaliyetlerden ziyade tescil kapsamında gösterilen tüm faaliyet alanlarında unvansal bir hak kazanılmış olur. Unvan sahibi, tescil ve ilanla faaliyet iradesini ortaya koyar ve bu sayede fiili kullanım olmasa bile unvan hakkı elde eder.
Kısa Süre Farkı Hakkı Ortadan Kaldırmaz
Somut olayda, davacının ticaret unvanının tescil tarihi (20.03.2019), davalının marka başvuru tarihinden (01.04.2019) öncedir. Aradaki 10 günlük süre kısa olsa da, incelemenin ve hak sahipliğinin tespiti fiili kullanım süresine göre değil, esas sözleşme kapsamına göre yapılmalıdır. Davacı unvanı ile davalı markasının 39. sınıf hizmetlerde örtüştüğü tespit edilmiştir. Bu nedenle Yargıtay, davacının öncelik hakkına sahip olduğunu ve davalı markasının 39. sınıf hizmetler yönünden hükümsüzlüğünü talep edebileceğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını bozmuştur.








