Yargıtay Kararıyla Taşkın İnşaatta Temliken Tescil ve İmar Mevzuatının Önemi
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 725. maddesine dayalı temliken tescil davalarında iyiniyet, yapı değeri ve özellikle ifraz kabiliyeti gibi koşulların İmar Kanunu çerçevesinde titizlikle incelenmesi gerektiğini vurgulayarak emsal bir karar vermiştir.
Davanın Konusu: Taşkın İnşaat ve Tescil Talebi
Davacı vekili, müvekkilinin mülkiyetindeki taşınmaza komşu parseldeki binanın taşkın olduğunu belirterek, tecavüzlü kısmın muhik bir bedel karşılığında ifraz edilerek komşu parsel ile tevhidini talep etmiştir. İkinci kademede ise elatmanın önlenmesi ve taşkın binanın yıkımını istemiştir. Davalılar ise tapu kaydına güvenerek bağımsız bölüm satın aldıklarını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini ve zamanaşımının dolduğunu savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne karar vererek, davacıya ait taşınmazdan 13.80 m2’lik kısmın ifraz edilerek komşu parselle tevhidini ve 18.756,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini hükmetmiştir. Bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi: TMK 725 ve Temliken Tescil Koşulları
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, TMK’nın 725. maddesinin, taşınmaz mülkiyetinin kapsamına istisna getiren bir düzenleme olduğunu belirtmiştir. Bu maddeye dayanılarak temliken tescil talebinde bulunulabilmesi için belirli koşulların varlığı şarttır:
a) Malzeme Sahibinin İyiniyetli Olması
Taşkın inşaatı yapan kişinin, elattığı taşınmazın başkasına ait olduğunu bilmemesi veya gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmaması ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunması gerekmektedir. İyiniyet, inşaatın başlangıcından tamamlanmasına kadar devam etmelidir ve mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Kötüniyetin açıkça anlaşıldığı durumlarda temliken tescil talebi mümkün değildir.
b) Yapı Kıymetinin Taşılan Arazi Parçasının Değerinden Fazla Olması
İnşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar ile yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının (taşılan kısım dahil) uğrayacağı değer kaybı karşılaştırılmalıdır. Bu değer, uzman bilirkişi raporuyla objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir.
c) Taşkın İnşaat Yapanın Bedeli Ödemesi
Mahkemece belirlenecek uygun bedel, arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir.
d) Taşkın Yapının Zeminindeki Arazi Parselinin İfrazının Mümkün Olması
Bu, en kritik koşullardan biridir. İmar Kanunu kamu düzeni ile ilgili olduğundan, taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının İmar Yasası uyarınca mümkün olması ve bu konuda belediye encümen kararı bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında re’sen araştırılmalıdır.
Somut Olay ve Yargıtay’ın Bozma Kararı
Somut olayda, davacıya ait 24 parsel sayılı taşınmaza taşkın 13,80 metrekarelik bölümün ifraz edilerek davalı tarafa ait 6 parsel sayılı taşınmaza eklenmesinin mümkün olmadığı, ilgili belediyeden alınan yazılarda ifraz şartlarını sağlamadığı ve encümen kararı ile ifrazının yapılamadığının bildirildiği tespit edilmiştir. Yargıtay, İmar Kanunu’nun 15. maddesi gereğince ifraz işlemlerinin yapılmasında karar merciinin Belediye Encümeni olduğunu hatırlatmıştır. Bu durumda, mahkemece yeniden keşif yapılarak uzman bilirkişiden ifraz ve tevhidi gösterir kroki düzenlenmesi, akabinde bu krokinin ilgili belediyeye sunularak ifraz ve tevhidin mümkün olup olmadığına dair belediye encümeninden karar alınması ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kararın Önemi
Bu Yargıtay kararı, taşkın inşaat davalarında TMK 725. maddesinin uygulanmasında iyiniyet ve değer kıyaslaması kadar, imar mevzuatına uygunluğun ve özellikle ifraz kabiliyetinin belirleyici bir unsur olduğunu ortaya koymaktadır.
Karar Künyesi
Y14HD 24.06.2021 E.2018/4875 – K.2021/4323