Trafik Kazası Sağlık Teminatı Prim Borcu Kamu Alacağı Mıdır? Bölge Adliye Mahkemesi Direndi!
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, trafik kazası sağlık teminatından kaynaklanan prim katkı payı borcunun “amme alacağı” niteliği taşımadığına ve bu nedenle SGK tarafından Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK) hükümlerine göre takip edilemeyeceğine hükmederek, Yargıtay’ın bozma kararına direndi.
Davanın Konusu: Menfi Tespit Talebi
Dava, bir sigorta şirketinin eski genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, SGK tarafından Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 98. maddesi gereğince ödenmesi gereken prim katkı payı borcundan dolayı aleyhine başlatılan 83.395.293,89 TL’lik icra takibine karşı “borçlu olmadığının tespiti” talebine ilişkindir. Davacı, bu alacağın kamu alacağı niteliğinde olmadığını ve kişisel sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararı: Davanın Kabulü
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, talep konusu paranın kamu alacağı olmadığı ve özel sigortacılık faaliyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının SGK’ya borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Davalı SGK’nın istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kısmen düzelterek (vekâlet ücreti yönünden maktu ücrete çevirerek) esas hakkında yeniden karar vermiş ve davayı kabul etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Bozma Kararı
SGK ve davacı vekilinin temyiz başvuruları üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur. Yargıtay, SGK’nın alacağının “amme alacağı” niteliğinde olduğunu ve davacı yönetim kurulu üyesinin, görev yaptığı dönemdeki ödenmeyen prim paylarından şirketle birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu kabul ederek, hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin Direnme Gerekçesi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına direnme kararı almıştır. Direnme gerekçesi, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalardan kaynaklanan prim katkı payı alacağının hukuki niteliği üzerine yoğunlaşmıştır.
Kamu Alacağı Niteliği Tartışması
Mahkeme, bir alacağın AATUHK hükümlerine göre tahsil edilebilmesi için ya doğrudan “amme alacağı” olması ya da alacağın doğduğu kanunda AATUHK hükümlerine açıkça atıf yapılması gerektiğini belirtmiştir. KTK’nin 98. maddesinin 2. fıkrasında bu alacaktan bahsedilmediği, ayrıca SGK’nın “alacaklı amme idaresi” niteliğini taşımadığı vurgulanmıştır. KTK’nin 98. maddesinin 3. fıkrasının 5510 sayılı Kanun’un 89. maddesinin 2. fıkrasına yaptığı göndermenin ise sadece gecikme cezası ve zammının uygulanma usulünü belirlediği, alacağın AATUHK kapsamında takip edileceğine dair bir düzenleme içermediği ifade edilmiştir.
“Prim Borcu” ve “Diğer Alacaklar” Kapsamında Değil
Kurul, KTK’nin 98. maddesi gereğince SGK’ya yapılması gereken ödemelerin, 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 16. fıkrasında öngörülen “prim borcu” ve “diğer alacaklar” kapsamında olmadığını açıkça belirtmiştir. “Prim borcu”nun sosyal sigorta kolları ve genel sağlık sigortası primlerine, “diğer alacaklar”ın ise ilgili Yönetmelikte tanımlanan alacaklara ilişkin olduğu, özel sigortacılık faaliyetlerinden kaynaklanan bu ödemelerin bu kapsama girmediği ifade edilmiştir. Dolayısıyla, davacının da bu borçtan 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 20. fıkrası uyarınca sorumlu tutulamayacağına karar verilmiştir.
Kesin Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamını benimsemeyerek kendi önceki kararında direnmiş ve davanın kabulüne karar vermiştir. Buna göre, davacının SGK’ya borçlu olmadığının tespiti hükmü kesinleşmiş, davalı SGK’dan maktu vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmiştir. Bu karar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 361. maddesi uyarınca temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle alınmıştır.
Karar Künyesi
T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 40. HUKUK DAİRESİ 16.07.2025 E.2025/866 – K.2025/1170