Medula Sisteminin Hukuka Aykırı Kapatılması ve Tazminat Davası
Sağlık hizmeti sağlayıcısının Medula sisteminin haksız yere kapatılması sonucu uğradığı zararın tazmini talebiyle açtığı dava, Yargıtay tarafından onanarak emsal teşkil eden bir karara dönüştü.
Dava Konusu: Diyaliz Merkezinin Medula Erişimi ve Uğranılan Zarar
Davacının İddiaları
Dava, 2005 yılından bu yana hemodiyaliz hizmeti sunan bir diyaliz merkezinin, davalı Kurum ile imzaladığı sözleşmeye rağmen 01.01.2016 tarihinde Medula sisteminin haksız yere kapatılmasıyla ilgiliydi. Davacı şirket, sistemin 04.04.2016 tarihine kadar kapalı kalması nedeniyle hastalara hizmet vermeye devam etmek zorunda kaldığını, bu süreçte bildirim yapılmadığı için fesih işleminin de söz konusu olamayacağını ve bu durumdan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek toplamda 779.922,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir.
Davalının Savunması
Davalı Kurum vekili ise, yapılan işlemlerin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ve ilgili mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ve İstinaf Süreci: Kusur Tespiti ve Tazminat Miktarı
İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı ve Bozulması
İlk Derece Mahkemesi, davalı Kurum tarafından yapılan fesih işleminin sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek, 779.922,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiş, ancak manevi tazminat talebini reddetmiştir. Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, davalı tarafın kusuru konusunda eksik inceleme yapıldığı ve maddi tazminata ilişkin raporun denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle kararı kaldırmış, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere geri gönderilmesine hükmetmiştir.
Yeniden Yargılama ve İstinafın Kabulü
Yeniden yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesi, Medula sisteminin kapalı kalmasının davalının kusurundan kaynaklandığını ve feshin sözleşmeye aykırı olduğunu teyit ederek, 779.922,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar vermiştir. Ancak faiz talebi hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunda, davacının tacir olması ve alacağın ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle, asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği belirtilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş ve ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, 779.922,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi ise yine reddedilmiştir.
Yargıtay Kararı: Sözleşmeye Aykırı Fesih ve Faiz Uygulaması
Temyiz İtirazları
Davalı vekili, davacının sözleşme imzalamadığı gerekçesiyle Medula sisteminden pasif hale getirildiğini, talepte bulunamayacağını ve dava dilekçesinde faiz talebi olmamasına rağmen avans faizine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi ve Gerekçesi
Yargıtay, temyiz edilen kararı inceleyerek, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde yapılan fesih işleminin davalının kusurundan kaynaklandığını, hükmedilen alacak miktarı yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığını ve dava dilekçesinin içeriğinde faiz talebinin bulunduğunu belirterek, davalı vekilinin temyiz itirazlarını reddetmiştir. Yargıtay, usul ve kanuna uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına oy birliğiyle karar vermiştir.
Hukuki Süreç Sonucu: Emsal Niteliğinde Bir Karar
Bu karar, sağlık hizmeti sunucularının, davalı kurumlar ile olan sözleşmelerine aykırı olarak Medula sisteminden haksız yere men edilmeleri durumunda uğrayacakları zararların tazmini konusunda önemli bir emsal teşkil etmektedir. Özellikle ticari işletmelerin yaşadığı bu tür mağduriyetlerde, mahkemelerce maddi tazminatın yanı sıra avans faizi gibi ticari uygulamaların da dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.