Ana Sayfa Yargı Kararları İnşaat Sözleşmesinde Fesih, Teminat Mektubu ve Fazla Ödeme

İnşaat Sözleşmesinde Fesih, Teminat Mektubu ve Fazla Ödeme

62
0

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2025 tarihli kararı, inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan fesih, teminat mektubu ve hakediş uyuşmazlıklarında kritik emsaller sunarak, hukuki süreçlerdeki detayların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Yargılama Sürecinin Temel Aşamaları ve Kararın Künyesi

İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2020/327 E., 2021/575 K. sayılarıyla başlayan dava, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi’nin 2024/335 E., 2024/846 K. sayılı kararı ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2024/3037 E., 2025/2230 K. sayılı nihai kararıyla sonuçlanmıştır. Uyuşmazlık, 10.07.2009 tarihli bir inşaat (eser) sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ana konular arasında geçici kabul, ek işler, hakedişler ve özellikle teminat mektubunun paraya çevrilmesi yer almaktadır.

Sözleşmenin Feshi ve Teminat Mektubunun Durumu

Fesih İhtarnamesinin Geçersizliği ve 15 Günlük Süre

Davacı yüklenici ile davalı iş sahipleri arasında imzalanan sözleşme kapsamında, 26 blok ve 304 daireden oluşan büyük bir projenin yapımı üstlenilmiştir. Sözleşmenin 14.3 maddesinde, fesih öncesi yükleniciye 15 takvim günü süre verilerek sözleşme şartlarına uymaya davet edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay kararı, bu 15 günlük sürenin tanınmadan yapılan feshin ve dolayısıyla 5.052.741,85 TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir. Bu durum, sözleşmesel fesih prosedürünün doğru işletilmemesi halinde teminat mektubu ve hesap kalemlerinin risk altına gireceğini göstermektedir.

Teminat Mektubu Bedelinin Fazla Ödemeye Etkisi

Mahkeme süreçlerinde teminat mektubunun paraya çevrilip çevrilmediği ve kesin hesap içindeki yeri büyük önem taşımıştır. İlk derece mahkemesi, iş sahibinin yükleniciye 6.151.650,34 TL fazla ödeme yaptığına hükmetmiş ve teminat mektubu bedelini bu alacaktan mahsup etmiştir. Ancak Yargıtay, fesih prosedürü eksikliği nedeniyle teminat mektubunun irat kaydedilme koşullarının oluşmadığını belirterek, teminat mektubu bedelinin mahsup edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Hakedişler, Eksik/Ayıplı İşler ve Üçüncü Kişilere Ödemeler

Bilirkişi Raporları ve Hesaplama Yöntemleri

Dava boyunca bilirkişi raporları, hakedişler, eksik ve ayıplı işler ile üçüncü kişilere yapılan ödemeler konusunda detaylı hesaplamalar sunmuştur. İş sahibi, yüklenicinin alt taşeronlarına ve personeline ödenmesi gereken tutarları kendisinin ödemek zorunda kaldığını iddia etmiş ve bu ödemelerin toplamı 9.227.521,96 TL (taşeronlara) ve 448.457,50 TL (personele) olarak belirtilmiştir. Yargıtay, kesin hesap çalışılırken teminat, eksik/ayıplı işler, üçüncü kişilere ödemeler ve kâr payının yöntemsel tutarlılıkla ele alınması gerektiğini teyit etmiştir.

Fazla Ödemenin Düzeltilmesi

Başlangıçta mahkemece 15.827.629,80 TL olarak tespit edilen iş sahibinin alacağı, teminat mektubunun mahsubu sonrasında 10.774.888,22 TL olarak belirlenmişti. Yargıtay, teminat mektubunun irat kaydedilme koşulları oluşmadığından, bu miktarın yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararını kısmen değiştirerek karşı dava tutarını 10.027.452,79 TL olarak düzeltmiştir.

HMK 370/2 ve Kararın Önemi

Yargıtay, uyuşmazlıkta HMK 370/2 maddesi uyarınca “düzeltilerek onama” kararı vermiştir. Bu madde, temyiz olunan kararın esas yönünden kanuna uygun olup da kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması nedeniyle bozulması gerektiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde Yargıtay’ın kararı düzelterek onamasına olanak tanır. Mevcut kararda, fesih prosedürü ve teminat mektubunun irat kaydedilme şartlarının oluşmaması temel bir hukuki hata olarak değerlendirilmiş, ancak bu yanlışlığın giderilmesi için yeniden yargılama gereği duyulmamıştır. Karar, inşaat sözleşmelerinde fesih süreçlerinin ve teminat mektuplarının hukuki sonuçlarının ne denli hassas olduğunu göstermesi açısından emsal niteliğindedir.

Davalı Vekilinin Katılma Yoluyla Temyizi ve Yargılama Giderleri

Davalı-karşı davacı vekili, katılma yoluyla temyiz dilekçesinde, yüklenicinin hiçbir talebinin kabul edilmemesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesi’nin kendi istinaf başvurusunu kabul ederek aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu belirtmiştir. Yargıtay, bu itirazı yerinde görmeyerek, davacı-karşı davalı lehine 28.000,00 TL duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine karar vermiştir.

 

Önceki İçerikİnşaat Sözleşmesinde Fesih, Teminat Mektubu ve Fazla Ödeme – Yargıtay’dan Düzeltilerek Onama
Sonraki İçerikKira sözlesmesi sonrasında imzalanan mutabakat mektubu, toplam borcu gösterir

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.