1. Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde; muaccel (istenebilir) hale gelen kiranın tek ihtarla istenmesi gerektiğinden, bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.
2. Davacı 13.9.2007 düzenleme 13.9.2007 tebliğ tarihli ilk ödeme emri ile dönem sonuna kadar olan tüm kira paralarını isteyebilecek iken, bölmek suretiyle ayrı icra takiplerine konu edemeyeceğinden; davada iki haklı ihtarın koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
DAVA ve KARAR:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava, iki haklı ihtar nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait taşınmazda 7.2.2003 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, Ümraniye 1. İcra Müdürlüğü`nün 13.9.2007 tarihli icra takibi ile 2007 yılı Ağustos ayı bakiye 22. TL. ve Eylül ayı 2,000.- TL. kira bedelinin, 8.10.2007 tarihli icra takibi ile 2007 yılı Ekim ayı 2,000.- TL. kira bedelinin ve son olarak 7.1.2008 tarihli icra takibi ile 2007 yılı Aralık ve 2008 yılı Ocak ayları aylık 2,000.- TL. üzerinden 4,000.- TL. kira paralarının tahsilini istediğini, davalının kira borcunu ödemediğini belirterek, iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı vekili, icra takibine konu olan kira paralarının PTT. kanalı ile konutta teslim olarak zamanında ödendiğini, kira borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iki haklı ihtar nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.
6570 Sayılı Yasanın 7/e maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının yerleşik içtihatlar uyarınca kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içerisinde açılması zorunludur.
İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi için kiracının bir kira yılı içerisinde iki haklı ihtara sebebiyet vermiş olması gerekir. İhtar tebliğinden sonra yapılan ödemeler iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmez. Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde ve bir yıldan kısa süreli sözleşmelerde iki haklı ihtar oluşmaz.
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde muaccel (istenebilir) hale gelen kiranın tek ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 7.2.2003 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözleşmede aylık kira parasının 2.000.- TL. olarak her ayın 2. ve 5. günleri arası aylık peşin ödeneceği, özel koşullar bölümü 4. maddesinde ise, aynı dönem içinde iki ay kira parası ödenmediğinde ödenmeyen aydan dönem sonuna kadar kira paralarının muaccel hale geleceği kararlaştırılmıştır. Tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları sözleşmenin bu koşulları geçerli olup tarafları bağlar.
Davacı, davalıya gönderdiği, 13.9.2007 takip tarihli ödeme emri ile 2007 yılı Ağustos ayından bakiye 22, TL. ve 2007 yılı Eylül ayı 2.000.- TL. kira parasının ödenmesini istemiştir. 1. ihtara konu aylar kira paraları ihtarnamenin tebliğinden sonra 19.9.2007 tarihinde ödenmekle bu ihtar haklıdır.
Ne var ki sözleşmedeki muacceliyet şartı gereğince taraflar arasında kararlaştırıldığı gibi iki ay kira parası ait oldukları her ayın 5. gününe kadar ödenmediklerinden dönem sonuna kadar ki tüm kira paraları istenebilir hale gelmiştir. Davacı 13.9.2007 düzenleme 13.9.2007 tebliğ tarihli ilk ödeme emri ile dönem sonuna kadar olan tüm kira paralarını isteyebilecek iken bölmek suretiyle ayrı icra takiplerine konu edemeyeceğinden davada iki haklı ihtarın koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.